31 Temmuz 2010 Cumartesi

2K-1R Konsept Dokümanı

0. BAŞLARKEN:

Mart 2009 da yerel seçimler sırasında bir şehrin genel kültürel mantığının olması gerektiğini ve böylece şehrin yaşamsal parametrelerinin yazılabileceğini düşünerek 2K-1R projesini başlatmıştım. Konsept genel olarak şehrin kültür mozayiğinin çıkarılabileceğini ve bunun kabiliyet ile refaha dönüştürülebileceğini ön plana alıyordu. 20 ye yakın konuyu teferruatlandıran makale yazdım. Sonrada bu makaleleri toplayıp iki gazeteci ve bir de vali ve bir vali muavinine verdim. Hiç kimseden en ufak bir heyecan gelmedi. Ya yazdıklarım anlaşılmıyordu ya da pişmemiş aşa kimse soğuk su katmıyordu. Aradan epey zaman geçmesine rağmen bende çalışmaya son şeklini veremedim. İnancımı kaybetmemiştim ama konunun anlaşılabilirliğini arttırmamın gerektiğine inanıyordum. Dün gece şimdi yazmaya başladığım çalışmayı tasarladım. Böylece 2K-1R çözüme biraz daha yaklaşacaktı.

1. KÜLTÜR VE DİNAMİKLERİ:

Bir şehir mutlaka yaşamsal öğelere sahip olarak meydana gelmektedir. Şehrin tarihsel dokusu analiz edilebilir ama yaşamsal dokusunu meydana getiren öğeler her zaman canlılık taşıdığından sürekli değişim halinde olmalıdır. Bir şehrin yaşamsal mantığını ortaya koymak kolay olmamakla beraber mutlaka incelenebilir olmalıdır. Yaşamsal dokuyu şehri ülke ve dünya ile bağlantılı görmek ve geri kalan yapısı içinde yaşamsal bir sonuç ortaya koymak doğal olacaktır.

Kültür tanımlamaları içinde yer alan öğelerden yola çıkarak insanların doğalarını belirlemek ve yaratılan ekonomi ve sosyolojinin anlaşılırlığını sağlamak kolay olmasa da mümkündür. Bu arayış şehrin anlaşılabilirliğini ve böylece dokusal yapısı hakkında kanaat uyandırmayı sağlayabilir. Kültürel manada detayların konuşulduğu bir ortam yaratmak sağlıklı bir tartışma mekaniği yaratmayı gerçekleştirecektir. İşte benim de aradığım budur.

a. Yaşamsal örgünün tarihsel oluşumu:

Her şehri mutlaka buraya ilk yerleşen insanların zaman boyutunda kazandırdığı sinerji ile
dinamiklerini aramak istiyor ve bunu tartışma konusu yapmayı önemsiyoruz.

Her şehrin gelişen teknoloji olanaklarına bağlı olarak kendini yenilediği ve bunun şehrin doğasını oluşturduğu kabul edilebilir. Şehrin ilk yerleşim alanları daha sonra kazanılan kabiliyetlere bağlı olarak yeni mahalle ve yerleşim alanları oluşturduğu ve şehrin ekonomisinin genelde birkaç geniş toprak sahibinin tekelinde kaldığı anlaşılabilir. Böyle olunca gerek şehrin gelişimi ve gerekse şehrin refah dinamikleri kısır döngü içinde sıkışması sonucu doğmaktadır. Böyle bir yanlışlığı görebilmek ve şehirleri daha tarafsız gözlerle planlayabilmek aranılan bir husus olabilir. Zira inanılmaktadır ki toprak ya da ticari tercihler genellikle hak edene değil de uyanık olana intikal ettirilmekte bu da toplumun gerçek refah oluşumunu engelleyen bir sonuç yaratmaktadır.

Platon göstergesi; uyanıkların topluma daha fazla katkı sağladığına inanır. Ama bu işlevsellik bugünkü profesyonel kurumlaşmış yapı için geçerli değildir. Bunu anlayamayan Batı dünyası hala doğruyu görebilme şansını yaratamamıştır. Profesyonel kurumlar insanlığın geleceğidir. Bu kurumlar kendilerine güvenlerini yeniledikçe hayata katkıları o kadar daha geniş bir perspektif alacaktır. Bu nedenle şehirler mutlaka ortak profesyonel görüşlere dayalı yaşamsal mekanikler üretmeli ve gelişmeyi sürdürmelidir. Bireysel çıkarların ortak mantık ile törpülenmesi insanlığın genel anlayışı olmadıkça rant yaratma ve çıkar sağlama uğruna canım şehirler plansız ve programsız kalmaya mahkum edilmektedir. Buna hiç kimsenin hakkı olmamalıdır. Bu nedenle biz tarafsız bakış altında ortak yaşam doktrini oluşturmayı amaç edindiğimizi açıkça ortaya koymaktayız.

b. Değer Kavramı ve Dinamikleri:

Değerler hangi toplumsal davranışların iyi, doğru ve arzulanan olduğunu belirten, paylaşılan ölçüt veya fikirlerdir. Her toplumun kendine ait önem verdiği, arzuladığı değerleri bulunur. Batı toplumlarında önemsenen iki değer maddeci olmak ve başarıya güdülenmektir. Böylece bireyler bir sınıf içinde başarılı olmayı veya mesleğinde en yükseğe ilerlemeyi önemli bir değer olarak benimserken maddeci olmaktan da belirli bir materyal zenginliğe sahip olmayı önemli bir değer olarak kabul etmektedir. Türkiye’de belli bir sınıf üstünlüğü var olmadığı için sistemin tesadüfen zenginlik verdiği insanlar sorumluluklarının bilincinde olamadıklarından gelişim ve sosyalite önemsizleşmektedir.

Amerika’da yapılan çalışmalarda on beş temel kültürel değerin varlığı ortaya konulmuştur. Bunlar:

- Başarı
- Disiplinli bir iş ve çok çalışma
- Ahlaki değerlere bağlılık
- İnsancıl olma
- Pratiklik ve yeterlilik
- Kendini geliştirme
- İyi bir hayat biçimi
- Eşitlik
- Özgürlük
- Uyumlu olma
- Bilime olan inanç ve akılcılık
- Milliyetçilik ve vatanseverlik
- Demokrasi
- Kendine ve başkalarına saygı
- Grupla birlikte çalışmaya ve grup başarısına inanç

Bu değerlerin yanında eğitim, dine bağlılık, erkek üstünlüğü, romantizm, aşk, tek eşle evlilik gibi bazı değerlerin de önemli olduğu anlaşılmaktadır.

Bu değerlerin öncelik sıralamaları kültür oluşum eksenini belirlemektedir. Böylece her şehir kendine özgü bir demografik düstur yaratır ki bu yaşamsal anlayışın bir anlamda ortaya konulmasını sağlayacaktır.

Bizim bu değerlerin detaylarında da söyleyecek sözümüz vardır ama tarafsız kalma gereği nedeniyle bunu zamana bırakmaktayız.

c. Ortak Akıl Etkileri:

İnsanlığın en belirgin özelliği “akıllıya” verdiği değerdir. Akıllı toplumu dinleyerek kendi
çözümünü çevresine kabul ettirebilendir. İnsanlık konuşarak ortak akıl oluşturur. Lider özelliklere sahip unsurlarca akıllı nitelik ortaya çıkar ve genel toplumsal yapılanma doğar.

İnsanların yönetiminde lider değerlerin doğal olarak ortaya çıkması veya yönetsellikte liderlik yaratılmasıyla denge kurulmuştur. Böylece insanlık zamanı yöneten bir özellik ortaya koyabilmiştir. Bugünde bu ortak akıl yapılanması stratejik anlamda bilimle ve tabiî ki insanlığı doktrine eden düşüncelerle varlığını sürdürmektedir.

Gelecekte de ortak akıl hep yenilenmeyi, rasyonaliteyi ve tabii ki sosyalizasyonu etkileyecektir. İnsanların ikna olmaları gereği ile yarattıkları bilimsel duruş yapılanmaları geleceğin berraklığını ve sağduyuyu geliştirerek etkileyecektir.

d. Sosyalizasyon Bilinci ve Doğası:

Şehir kültür dokusunun ana öğesini sosyalizasyon bilinci yaratmaktadır. Sosyalizasyon insanlığın yaşam alanında kurduğu örgütlenme becerisini yansıtır. Bu örgütlenme birey – toplum oluşum düzeninin ana boyutunu teşkil eder. Dolayısıyla sosyalizasyon mantığı toplumun dirlik ve düzen oluşum ve tekamül yapısını etkilemektedir.

İnsanlar doğalarıyla tekamüle açık olmalıdırlar. Şehir kültür dokusunun ana yaklaşımı bu bakış açısıyla incelenmeye başladığında sosyalizasyon etkisi daha fazla anlam kazanacaktır. İnsanlığın tarihsel tekamül liderlikleri hep çevrenin etkisinde ortaya çıkmıştır. Çevre – insanlık beklentileri hep lider unsurunu yaratmıştır. Bu doğal çevrimi hiçbir zaman göz ardı etmemek gerekir ve tekamül insanlığın ortak hareket doğrusu kabul edilmelidir.

e. Rasyonalizasyon Örgüsü:

İnsanı düşünsel yapan ana unsur çalışkanlığın yerini ikame edebilecek arayışlardır. Bu toplumsal değer olarak özellik kazanınca insanlar rasyonaliteyi kendilerine esas olarak almaktadırlar. Yani rasyonalite verimli olmak esas bir yapılanmadır.

Şehrin kültür dokusu oluşumu kabul edilebilir bir kaliteyi rasyonalite ile beraber ortaya koyar. O zaman rasyonalite ve kalite kültür olgusunu başkalaştıran faktörler olarak dikkat çekecektir. İnsanların ürettiği ve kabul ettiği oluş insanların benimsemesine dayandığından ortak akıl türeten etkenler ön plana çıkacaktır.

Kültür farklılığının ana unsuru insanları farklılaştıran düşünselliğin kabul görme derecesi olmalıdır. Bu da temel dayanak olarak ikna olma ve benimseme değerlerini yaratacaktır.

f. Yaşamın Güdü Temelli Dinamikleri:

Fizyolojik anlamda beslenme, barınma ve üreme güdüleri insanın doğal tabiatının zorlayıcı etkileri olmaktadır. İnsanları ortaklaşmaya iten bir diğer fizyolojik güdü de güvenlik güdüsüdür.

Tarih boyunca sürekli bu fizyolojik güdüler sosyaliteyi yaratmıştır. Latin topluluklarının benimsediği kültürel dinamikler insanların yaradılış farklılığına dayandığından insanlar yönetsellik bakımından farklı dinamikler türetebilmişlerdir. Roma imparatorluğunun soyluluk dinamikleri sorumluluk baskısı oluşturduğundan dünyanın tekamülünü oldukça olumlu etkilemiş bulunmaktadır.

Sami – Türk ve Çin toplumsal yasaları her bireyin eşitliği kavramını ön plana çıkardığından yönetsellik bilinci bu toplumlarda üst düzey dinamikler yaratamamıştır. Ancak bireysel bazda sorumluluk kalitesi özellikle Türk – Sami ekseninde daha önemli oluşlara zemin hazırlamıştır.

g. Varlık Bilinci ve Muhafazası:

Batı dünyasının insan doğasını materyalist yapıya sokması insan sahipliliğine dayalı bir üretkenlik zemininin kolaylık sağlayacağı gerçeğidir. Biz mülk sahipliğinin insanı üretkenlikten uzaklaştırdığını savunmakta ve bu özelliği kurumsallaştırmayı önermekteyiz. Bununla birlikte insanın sahip olduklarını karakter- bireysel duruş ve sosyal duruş öykülerinde insanı kişiliklendirmeyi önemsemekteyiz.

İnsanı motive eden ve başkalaşımı türeten unsur rekabettir. Bunu daha anlamlı kılacak çalışmaları desteklemekteyiz. Dolayısıyla kültür dinamikleri kapsamında tarihten bize kalan ortak akıl olmuş bireysel yapılar dikkat çekiciliğini kaybetmiştir.

İnsanın sahip olduklarını muhafaza yeteneği rasyonaliteye karşıdır. Bu konu bu özelliği ile alınmalı ve önemsenmelidir. İnsanın hayatını kolaylaştırmak yanında onun bireysel duruşunu kuvvetlendirmek esas amacımız olmalıdır.


h. Millet Formasyonunun Dinamikleri:

Artık biliyoruz ki Latin milletlerinin fikir babası Platon önemli etki yaratmıştır. Diğer taraftan Tevrat, Zebur, İnciller ve tabii ki Kuran-ı Kerim toplumsal ötelemeye büyük katkı sağlamışlardır. Tüm bu oluşumlar İdris Peygamber ile başlayan insanlık tarihini bugüne taşımışlardır.

İnsanlığın hedefi Hazreti Musa ile başlayan cennet olgusunu dünyaya kazandırmaktır. Gerek Hazreti İsa gerekse Kuranı Kerimle Hazreti Muhammet bunun rehberlemesini ve geleceğini yönetmişlerdir.

Her millet kendi eğitsel ve demografik yapılanmasını planlayabilecek yeteneğe kavuşabilmelidir. Teknoloji ve ekonomik ötelemeler insanlığın ortak becerisi olmalıdır. Bu manada insanlığın çağdaşlık hedef ve yönelişleri anlam kazanmalı ve desteklenmelidir. Bilim ve sağduyu insanlığın ortak hazinesi olarak görülmelidir.

i. Ekonomik Davranış Kimliği:

Bir şehrin ekonomik davranışının oluşumu öncelikle kendi ihtiyaçlarına dayanır. Bunun dışında ülke ekonomisi varlığı ile ilişkisi oluşur ve dünya ekonomisi ile bütünleşir. Ekonomik davranış öncelikle doğal kaynaklara sonra stratejik etkilere sonrada şehrin kabiliyetlerine dayanır.

Ekonomik davranışını kontrol eden ana mekanizma maliyetlerle ortaya çıkar. Kalite ve performans maliyetin tutarlılığını ortaya koymalıdır. Bizim aradığımız kabiliyet zinciri evrensel olguları barındırmalıdır. Evrensel olgularla şehirler kabiliyetlerini genel planlama ve yönelişlerle geliştirmelidir.

Üretim ve verimlilik düşüncelerini ön planda tutmak, pazarlama dinamikleriyle bütünleştirmek ekonominin kuramsal varlığı ile dengelenebilir. O halde genel global tasarım olmalı, ülke yönlendirmeleri planlanmalı bunlara paralel olarak şehir kendi ihtiyaç duyduğu ekonomiyi görebilmelidir.

j. Eğitim ve Kabiliyet İlişkisi:

Genel eğitim oluşumu her ne kadar insan kalitesini yaratırsa da meslek yeteneklerinin ortaya çıkarılması bakımından şehirler kendi kabiliyet hedeflerini belirlemiş olmalıdırlar. Şehrin sanat, sosyalizasyon ve sanayi gereksinimleri insan kalitesi ile bütünleştirilerek ele alınmalıdır. Bireysel bazda yeteneklerin şehir demografisine yansıtılması bilinci ve ötelemesi şehrin sorunlarını yakınen geliştirici etki yapacaktır.

Sivil toplum örgütleri ve bunlarla eğitim imkanları kurumsal yöneliş olgularını harekete geçirdikçe şehirlerin refah yapıları da gelişecektir. Zaten amacımız kabiliyeti ortaya koyarak refah olgusunu yönetmektir. Refah toplumsal ihtiyaçlarla bütünleştikçe kalite, rasyonalite ve verimlilik anlam kazanacaktır.

k. Ahlak ve Önemi:

Bir şehrin ahlak olgusu mutlaka bireysel anlayış ve buna sağlanan olanaklarla ortaya çıkar. Bugün dünyadaki fikir kirliliği ve bunu öteleyen güç odaklarının yansımaları bireysel duruş perspektifini yaratmakla birlikte bireyin davranış belirsizliğine olanak sağlamaktadır. Her ne kadar amaç edinilen “tarafsız” düşünsellik olsa da Allahın insan üzerindeki sosyolojik yönlendirme dinamiklerini yok saymak yanlıştır.

Ahlak bireysel davranış kimliğinin anahtarıdır. Ahlak eğitilmiş - eğitilmemiş zengin – fakir bütün insanların ortak davranışının anahtarıdır. Böylece gerek şehirlerin insan dinamikleri işlerlik yaratır gerekse aktivite bazında rasyonalite doğar. Dolayısıyla şehri ahlak bilinci ile dengelemek aklın tutarlılığı ile ilişki kurmak demektir. Bu bakış açısıyla dengelenen bir dünya muteber ve anlaşılır olacaktır.

l. Bireysel Gayret Etkisi:

Şehir örgütsel dinamikleriyle bireysel katkı zinciri etkileşim halinde olmalıdır. Böyle olursa şehrin ortak aklı tezahür eder ki gerek siyasi partiler gerekse kurumlar rasyonalite yaratmayı becerirler. Unutmamak gerekir ki bilimsel ve evrensel değerler insan mantığının oluşum ve etkileşim olgularını yaratmaktadır.

İnsanları sistematik ama paylaşımcı bir mantıkla bireysel etki yaratacak şekilde örgütlemek karmaşık olmayan ama özel bir dikkat isteyen işlevdir. Bilinen odur ki yorum ve izahat dengeleri liderlik oluşumlarının dengesinde gelişir. Kapitalizm ile planlı kapitalizm bakışı insani değerlerle ilişkilendirilen bir anlayışı yönetmelidir. Şehir kendi kabiliyetini bireylerin çaba ve etkileriyle yaratır. Bu özellik mutlaka önemsenmelidir.

m. Aile Formasyonunun Etkileri:

Aile yaşam yapısı olarak şehrin anlayış ve üretkenlik oluşumunu belirler. Aşiret veya ataerkil aile “bireysel olma” düşünce ve formunu kolay vermez. Yakın Çağın formasyonu çekirdek ailedir. Böylece birey hem ekonominin bir parçası haline gelir hem de bireysel yapıda tüketimin yönlenmesini sağlar.

Ailenin alışkanlıkları ve yöneliş disiplini daha çok görmece ve sahip olunan potansiyelle belirlenir. Bu oluş şehrin refahını yakından ilgilendirir. Her aile öncelikle zorunlu ihtiyaçlar bazında ekonomik olgu yaratır. Daha sonra sosyalizasyon anlayışı içinde kendi bütçesini yönlendirir.

Tabii ki şehirdeki oluşumun devlet politikalarıyla doğrudan ilişkisi vardır. Zira şehir temel dağarcığını devlet yönlendirmelerine bağlı olarak oluşturacaktır. Ama bizim aradığımız “şehrin mantalitesi” belirleyen kültür dokusunu kabiliyet ve refahla bütünleştirici unsurlardır.

n. Kültür Alışverişi Kimliği:

Birey kendini bulduğu alışkanlıkların bir parçası haline gelmek zorunda hisseder kendini. Zira bundan başka çaresi yoktur. Şehir hayatının Yakın Çağda tasarımı olmadığı için hem tutarlılık açısından hem de ekonomik katkı açısından birey doğduğu yeri değil doyduğu yeri kendi yaşam alanına tercih eder. Böyle olunca göç ve benimseme bilinci ağır basar.

Biz ekonomik gerekçelere dayanan göçe karşı değiliz. Ama tasarım yetenek ve yeterliliği gösterebildiği ölçüde bunu çaresizlik değil tercih belirlemelidir. Bireyin bireysel duruş kimliği bireysel çaba ile gelişecektir. Dolayısıyla bireysel çaba hayatın bireyde aradığı hak ediş bilinci olmak zorundadır. Bunu da ancak şehri yaşanabilir mantık ile çalıştırabilirsek sağlayabiliriz.

Kültürün tanım ve limitleri anlaşılır oldukça sanat ve diğer olgular bununla derinlik ve düzen yaratacaktır. Kültür olgusunu ve bireyin üretkenliğini paralele getirmek aradığımız özellik olmalıdır.

o. Yakın Çağ ve Günümüzün Etkileri:

Şehir kurumsallaşma ve örgütlenme dengelerinde halk için gerekli formasyonu belirlediğinde bireyler kendi katkılarını ve proje tasarımlarının realize oluş formunu benimseyeceklerdir. Bu Batı dünyasında organize olma bakımından tutarlı olmasa da vardır. Bizim amacımız bunu örgütleyerek kültür dinamikleriyle kabiliyete yöneltmek ve refahı ortaya koymaktır.

Yakın Çağ oluşum dinamiklerini daha çok kapitalist perspektifle öngörmüş ve insanlara ekonomik yöneliş etkisi yaratmıştır. Bunda sağlanan tecrübeyi kullanarak insanları yerel bazda yönlendirme ve üretme bakımından sağlayacağımız organizasyon mutluluk ve yenilik bakımından sağlayacağımız organizasyon mutluluk ve yenilik bakımından çok katkı sağlayabilecektir. İnsanların hem tekamül hem de meşguliyet bakımından rasyonel olgularla yaşatılması aranılması gereken hususlardan biri olmak zorundadır.

Şehir kendi olgularının sistematiğini oluşturan dernek ve yönelişlere yöneltildiğinde zaten karmaşa ve belirsizlikler ortadan kalkacaktır.

ö. Televizyonun Bugünkü Etkileri:

televizyon bugün; dünyayı görme ve anlama, güncel yaşam dinamiklerini öğrenme, sanat ve hobi temelli örnek yaratma ve dizi ve filmlerle konjonktürel fikirleri algılama açılarından fonksiyoneldir. Sadece yönlendirmesi olmadığından bireyler daha çok tesadüfi olarak televizyondan istifade etmektedirler. Bu da fayda birikimini kısıtlamaktadır.

Dolayısıyla her televizyon kanalı program mantığını belirlemeli ve kendi seçtiği kültür olgularını detayda halka sunucu bir etki sağlayabilmelidir. Böyle olursa bilinçli bir etkileşim kurulabilir.

Sanatın duygu ve mantık yönelişi yaratıcılığını ortaya koymak üretken beyinlere gereksinim duyar. Dolayısıyla sanat dallarında duygu derinliklerini yaratacak özel yönelişleri teşvik etmek önem kazanacaktır. Bunun doğal oluşumunu yönlendirmek yaratıcı ve becerikli nesillerle sağlanabilir. Bu nedenle insan bireysel tarzını mutlaka kendi yaratıcılığı ile dünya arasında iletişim kurarak belirleyecektir.

p. İnternetin Katkıları:

İnternet genel yapısı itibarıyla ilgi konusuna dayalı tesadüfi yönlendirme ve bilgiye ulaşma dizaynına sahiptir. Bu sistematik belkide teknolojinin bize sunduğu yapısıyla bugünkü imkanımız olmuştur.

İnternetin ulaşım sentezini belirleyecek akıllı yöneliş kriterleri oluşturulmaya çalışıldıkça insanlar tesadüfi ulaşım yerine yönlendirilmiş ulaşım etkisine kavuşacaklardır. İnternet gerçekte bir bilgi hazinesi ve ulaşım kolaylığıdır.

Bugün bile insanın ihtiyaç duyduğu olguları internet üzerinden yapabilmesi çok önemlidir. Gelecek bize eğitimin fonksiyonalitesi bakımından interneti kullanma yönelişlerini öğretecektir. İnsanlık daha emekleme aşamasındaki internetten çok detaylı istifade imkanı yaratabilir.

Yönlendirme ve derinlik internetten beklenen hususlar olmalıdır. Bilim adamları bu iki hususu ön plana alarak düşünmelidirler.

q. Spor Aktiviteleri Önemi:

Şehrin kültürel davranışlarının önemli hususlarından biri hiç şüphesiz sportif alışkanlıklar türetmesidir. Spor insan sağlığının hareketlilik boyutunda yaşamsal bir yöneliş kriteridir. Bu nedenle şehir halkı genci ihtiyarı kendi gruplarında ve seçilecek tarzda spor aktivitelerine katılmalı ve bundan zevk almalıdır.

Spor denince yürüyüş, koşu, çeşitli akrobatik oluşumlar, bilinen yada bilinmeyen takım oyunlarının ortaya konulması, mahalleler arası turnuvalar gibi çok kapsamlı faaliyet bu konuda ön plana çıkarılmalıdır.

Şehri bu açıdan dizayn etmek ve uygun merkezler oluşturmak önemlidir. Bunları tercih edecek oluşlar mutlaka bunu bilinçlendirme yoluyla benimsemelidirler. Böylece kültürün sağlık ve spor bileşkesi hayata dönük perspektif kazanacaktır.

r. Yarışma ve Festivaller:

İnsanları sosyalize edecek mantık oluştukça, refah düzeyi insanı hayata bağlayan formasyona imkan verdikçe insan yönelişleri dengelenecek ve insanlar mutlu olmanın yollarını arayacaklardır. Bu tutum ve oluşum tabii ki insanı harekete geçirmelidir.

İnsanlar ortak hareket etme açısından alışkanlıklarını kolay oluşturmazlar. Zaman ve hazırlık anlayışları ortaklaşa harekete farklılık ve zorluk yaratır. Bu nedenle insanları motive eden araçları üretmek ve onların ilgisini çekmek önemsenmelidir.

Yarışmaların her türü ve şekli motivasyon açısından önemlidir. Festivaller yarışma olgularına dayandırılarak renklendirilebilir. Dolayısıyla insanlar örgütleme ve yönelme bakımından sosyalizasyon mantığını yaratmak ve kullanmak zorundadır.

2. Kültür – Kabiliyet Etkileşimi:

Kültür insanları hayatı regüle ettikleri bir yaşam tasarımıdır. Kabiliyet ise kültürün duyarlılığını realize edecek örgütlenme ve tekamül mantığının oluşturulması ve böylece kültür dinamiklerini yaratarak bu tasarının yaşama tatbik edilmesi işlevselliğidir. Yani kültür refah duyarlı olmak zorunda ve böylece yaşam alanının ekonomik – sosyolojik ve en önemlisi tutarlılık bazında rehabilitasyonunu yönetmek zorundadır.

Böyle bir yaklaşımı tekamül bazında işlevsel kılabilmek sürekli gelişen ve sürekli yenilenen bir yapı ortaya koyacaktır ki insanlık kendisiyle mükemmelleşen bir dinamik kazanacaktır.

Teknolojik – kuramsal – ekonomik ve sosyolojik bir tasarım olan 2K – 1R insanlığın kendi kendini yenilemesi fırsatını verecek ve tutarlılık hiçbir zaman terk edilmeyecektir. Hayal gücüyle gerçekleri bütünleştiren bu yaklaşım bence çok önemlidir.

a. Bireysel Öngörü Kimliği:

Her birey kendi yaradılış özelliklerine dayanarak belli bir rolü üstlenmek üzere yaşar. Hayat rasyonel ve üretken olmak zorundadır. Hiç kimse kimsenin kölesi veya uşağı değildir. Bu bağlamda her birey kendi yaşamsal duruşunu kendisi ayarlamak zorundadır.

Bireyi bireysel manada rehberleyen dinamikler olmalıdır. Ve birey kendi yaratıcılığını bu dinamiklerle bütünleştirerek kendi kişilik ve tarzını kendi yaratabilmelidir. O zaman kültür rehber, kabiliyet çaba olacaktır.

Şehrin yaşamsal mantığında insanlığında kendisini özelleştirecek olan insan evrensel değerleri benimseyecek ve mantıksal doğrularla beraber duygusal doğrularını anlayabilecek yöneliş içinde olacaktır.

Her bireyin farklılığını kurumsal ihtisas olgusunda realize etmek önemlidir. Disiplinlerin ortaklaşma temelini sosyalizasyon sağlayacak böylece detayda dengelenen bir sistematik doğacaktır.

b. Örgütsel Dinamikler:

Şehrin kendi mantıksal kalıplarını ortaya koyacak bir teşkilat kurulması çok önemlidir. Bu yöneliş örgütün bireye etkisini yaratacak ve birey üretecektir. Bunu sağlamak için ahali şeffaf oluşumlu öteleme değerlerini kullanacak, rasyonalite ve dünya örnekleri rehber alınacaktır. İnsanın bireysel çabalarını pozitif olgulara yönlendirmek örgütsel yaklaşımla ortaklaşa ve birlikte başarılabilecek bir husustur.

Sorumluluk örgütlenmenin bireyle bütünleşmesini sağlayacak ötelemedir. Bu nedenle insanların verimliliği cesaret ve çaba ile mümkün olabilir. Bunu göz ardı etmeden kurumsal dinamikler kültürün tekamül olgusunu taşıyacak tarzda seçilmeli ve bireye yansıtılmalıdır.

Her zaman akılda tutulması gereken kurum kapsamı, birey detayı uyumlandırma işlevi görür. Bunu rehber almak esastır.


c. Kurumsallaşan Dinamikler:

Şehir kültürünü anlaşılır ve gelişen perspektife sokmak kurumsallaşma formasyonu ile gelişen bir nitelik kazanacaktır. Ülke bazında kurumsallaşma nasıl ekonomik ve sosyolojik manada önemliyse şehirde de mahalle – tüm şehir kapsamında bireylerin düşünsel ve beceri merkezli örgütlenmesi gerekir. Bunu yönlendirmek mutlaka merkezi ve yerel yönetimlerin oluş dinamiği üretmeleri sayesinde olacaktır.

Bireysel yönelişleri müşterek harekete yöneltmek ayrı bir kültür öğesi olmalıdır. ADN çalışmalarında gerek sosyalizasyon düşüncesi gerekse demokrat olma mantalitesi bu oluşumun yol gösterici unsurlarıdır.

Kurumsal kültürün yaygınlık derecesi o toplumun kalitesini ve tutarlılığını belirler. Bu nedenle kurumsal örgüyü yönetme dinamikleri yaratılması özelliklerin başında gelmelidir.

d. Şehrin Sahipliliği Konusu:

Şehir onun içinde barınan herkese sunulan bir yaşam alanıdır. Dolayısıyla şehirde yaşayan herkesin ona katkısı olmalıdır. Bence her birey şehrin dinamiklerini oluşturacak örgütlenmede ve bunları hayata geçirecek alışkanlıklarda kendini pay sahibi yapmaya yönelmelidir.

Yerel yönetim belirleyiciliğinde şehrin sosyalitesi ve kurumlaşan dinamikleriyle oluşu mutlaka liderlik anlayışıyla dengelenmelidir. Yani birey kendi tasarım ve olgularını şehrin kabiliyetleriyle bütünleştirebilmelidir.

Şehir yaşantısında cemiyet ve sivil toplum oluşumları herkesi etkileyebilecek fikir ve alışkanlık üreten anlayışları yeşertecek şekilde çalıştırılabilmelidir. İnsanın hayata yansıtacağı ve katkı için emek vereceği dinamik ve öngörüler mutlaka önemsenmelidir. Sosyalizasyon bilinci yaygınlaştırılmalı ve önemsenmelidir.

e. Kabiliyetlerin Tasarımı ve Tekamülü:

Şehrin kültürel oluşumunu realize edecek ve geliştirecek örgütlenme ve üretim mantığı mutlaka şehirde merkezlenecek yönlendirmeye ihtiyaç duyar. Bu konuda eğitsel örgütsel beceriler zaman içinde oluşacaktır.

Türkiye’de kahve kültürü oluşumu bir boş zaman tevekkülüdür. Halbuki cemiyetleri yönlendiren dinamikler yaratılsa özellikle gençler kendi düşünselliklerini ve becerilerini gösterme ve anlama fırsatı bulabilecekler, araştırma ve üretme bazında fonksiyon kazanacaklardır.

İnsanların araştırma, anlama ve yorumlama yetenekleri geliştikçe kendileri ve çevreleri
için fayda arama merkezli odak haline gelecekler ve böylece kabiliyetleri yaratma ve yönlendirme fonksiyonunu ortaya koyabileceklerdir. Bunları tutarlı ve anlamlı kılmak mutlaka başlangıç safhasında doğru dinamiklerle realize etmekle gerçekleşebilir.

f. Vazgeçilmez Kabiliyetler:

Bir şehri harekete geçirecek ana kabiliyet sanat olmalıdır. Sanat bireye hem kendini tanıma hem de eleştirel bazda yenilenme formasyonu katar. Tiyatro ve eğlence dinamikleri sanatla bütünleştirildiğinde şehri harekete geçirecek diğer dinamiklerinde doğmasına katkı sağlayacaktır.

Bir diğer kabiliyet örgüsü spor aktiviteleridir. Bunlara eğlence ve ilgi örgüsü katabilmek yetenek işidir. Bu nedenle bireyler kendi katkılarını ve liderlik vasıflarını bu şekilde görebilir ve geliştirebilir.

Şehrin güzellikleri ile ve diğer kurumlaşma yetenekleriyle bütünleşen fikir ve ihtisas grupları kendilerini sosyalizasyon kalıpları içinde yaratabilmelidir. Her kabiliyet sahasını insanların hayal güçleri oluşturacak ve zenginlik yaratacaktır. Dolayısıyla ihtisas alanları kendi değerlendirmelerini ve kolektif yargıları yönetebilmeli ve geliştirebilmelidir.

g. Teknoloji ile Kabiliyetin Dengelenmesi

Bugün özellikle bilgisayar ve internet bütün dünyayı merkeze alma ve öğrenme boyutunu yaratmaya müsaittir. Böyle olunca kabiliyetleri tüm dünya ile kavramsal manada etkilemek mümkündür. Kabiliyetlerin ihtisaslaşması rehberlenmekle hızlandırılabilir. Mesela 50 metreyi en tutarlı şekilde yüzmeyi amaçlamak bir kabiliyettir. Bunun dünya genelinde yargı ve yöneliş dinamikleri zaman içinde herkesi etkileyecektir.

Aynı şekilde duygusal manada bir espri üretmek ve bunu kavramsal olgularla dünya ile paylaşmakta bir kabiliyettir.

Mana bilimi çerçevesinde sözlerle anlamları tutarlılığında emek vermekte bir yaratıcılık ve üretkenliktir. İnsan düşündükçe kendi yaratıcılığını dünya ile paylaşmayı önemseyecek ve değerini arttıracaktır.

h. Teknolojinin Ortaklığı Bilinci:

İnsanların bireysel çabalarına dayanan teknolojik oluşumları insanlara paylaştırmak ve herkesin ortaklaşmasına olanak vermek bir varoluş disiplinidir. Zira ADN ortak kader üzerine ortaya çıkmış ve insanlığı cennet olgularına yöneltmiş bir özel durumdur. Böyle bakınca insanın üretken ve faydalısı olmaya özen göstermiş bireyleri önemsemek ve böylece kader kardeşliği bilinci geliştirmek gerekir.

Teknoloji bilimsel yeterliliğin doğaya yansıtılması becerisidir. Bu insan örgütlenmesinin başarısıdır ve buna herkes saygı göstermek zorundadır. İnsan tekamül ve becerisini ortaya koyan ortak akıl bilimle tezahür edebilir ve edecektir. Bu nedenle insanları cesaretlendirmek ve bunu sağlayıcı yönelişi benimsemek gerekir. İnsanın düşünsel ufkunu böylece mütekamil kılmak gerekir.

i. Yöresel Mutabakat Zenginliği:

İnsanların bilimin teorik varoluş disiplini ortak mutabakat sağladıkları durumda anlaşılırlık kazanır. Gerek bilim gerekse ihtisas sahaları insanlığın düşünsel derinliklerinin tezahürü olmaktadır. ADN yorumlamaları madde-enerji ve tabiat olgularını yönlendirici mahiyet taşır. Bu durumda insanların bunların derinliklerinde düşünsel çaba harcamalarını sağlayacak örgütlenme vazgeçilmez bir gerekliliktir.

İnsanın en büyük özelliği her bireyde ortaya çıkan farklı bakış yapılanmasıdır. Ortak aklın yaratılması ortaklaşa konsantrasyon ve çaba ile oluşabilir. Bu nedenle evrensel doğruların her biri düşünsel mahiyette sonsuz bileşkeye sahiptir. İnsanlığın hedef sorumluluğu bu zenginliği ortaklaşa çoğaltmak ve muteberliğini geliştirmektir.

j. Kabiliyeti Tekamül Etkinliği:

Bireyin gayreti ile ortaya çıkan kabiliyetleri geliştirmek ve yaygınlaştırmak ortak çaba üretilmesi gerekir. Bunu anlaşılır ve uygulanır kılmak sanat-spor ve bilimsel ötelemelerin tekamül şansını yaratır. Bu nedenle herkes yeteneğe saygı göstermeyi bileceği gibi kendinin yeteneklerini geliştirici mahiyette teşebbüste bulunmayı gerekli görecektir.

İnsan zamanı ve yetenekleri tekamül perspektifinde görebildiği ölçüde kendini mutlu ve yöneliş yeterliliğinde bulacaktır. Böylece zaman insana katkı sağlayıcı bir fonksiyon olacaktır. Yeteneğin detaylarını görebilmek ve bunu insanlarla paylaşmak bireysel özveri ve geliştirme etkinliği olacaktır.

Herkes insanlığa katkı sundukça insanlık gelişmesini devam ettirecek ve böylece dünya çaba ve etkin rolü yaşayacaktır.

k. Mütekamil Kabiliyet Bilinci:

Belli bir yeteneği ortaya koymak tabii ki gayret ister. Ama her kabiliyet yeni ve daha etkin yeniliklere her zaman açıktır. Bu nedenle ustalık ölçümsüz bir bereket olarak algılanmalıdır. İnsan yeterli bulduğu anda bile daha iyi ve daha etkini mutlaka vardır. Mütekamil kabiliyet bilinci beceriyi ortaklaşmada anlaşılırlık kazanır. Kurumsal ihtisaslaşma ve bireysel katkı ancak böyle bir kabulle rasyonel ve faydalı oluşabilir.

Verimlilik ve rasyonalite iki kardeş oluşumdur. Böyle güç katarak geliştirilecek sonsuz beceri sahası yaratılabilir. İnsanları tatmin eden becerileri gelecekte gelişecek anlamda birey tarafından yorumlamak mutlaka önemlidir. Bu yorumlamayı açık kalplilik ile yapmak ise bir üstünlük belirtisidir.

l. Kabiliyet – Üretkenlik – Verimlilik:

Kabiliyet bireysel duruş olarak önemli bir parçadır. Kabiliyeti yaratmak ise insan duyarlılığının tezahürüdür. Bu nedenle insanları kabiliyet esas yönelişe sevk etmek ve bunu önemsetmek gerekir.

Üretkenlik; zeka ve çalışkanlık açısından bireyin hayata kattıklarıdır. Bu nedenle üretme bazında herkesin nasibini araması bunu istemesi ve önemsemesi gerekir. İnsan doğa ve ruhunun fark yaratma temayülü üretkenlik esas düşünülmelidir. Kabiliyet ve üretkenlik bu nedenle kardeş olgulardır.

Verimlilik; rasyonel düşünmenin üretkenlik üzerinde oluşturduğu faydadır. Bu nedenle insan kabiliyet – üretkenlik ve verimlilik açılarından sürekli gelişen bir performans yaratmayı esas olarak anlamalı ve algılamalıdır.

m. Bugünkü Kabiliyet Formasyonu:

Bugün rastlantısal olarak fikirleri yakalayan ve benimseyen insanların kendilerine özgü kabiliyet ürettiklerini görmekteyiz. Halbuki kabiliyet doğasını yaratmak ve insanlığa mal etmek gerekir. İnsanın duygusal oluşum dinamiklerini realize etmek ve anlaşılır kılmak sonsuz tecrübe ve yöneliş karakteri ile ortaya çıkabilir. Bir insanda doğan motivasyon öğeleri bir başka insanda farklı imaj ve olgular yaratır. Bu durumda liderlik duygulaması ve bunun insanlığa maledilmesi yönelişi önem kazanır.

İnsanın duygusal manada kendisini tanıması çok zordur. Ama onu bu açıdan anlaşılır kılmadıkça ruhun derinliklerindeki faydaya ulaşılamaz. Böyle olunca insanlığın yöneliş tabiatı sonsuz zenginliği görebilmelidir.

n. Belediye Fonksiyonalitesi:

Belediye şehrin imar, estetik, planlama, temizlik, güvenlik ve kabiliyetleriyle dengeli bir fonksiyonalite yaratabilmelidir. Belediyenin özelliği şehri kolektif dinamiklerle yaşanılır kılma gayreti üretmesidir. Bizim kültür – kabiliyet – refah işlevselliğimizi belediyenin benimsemesi ve realizesi gerekir.

Siyasi parti işlevselliği bu açıdan şehir için kabiliyet eksenli geliştirilmelidir. İnsanlar organize olma ve sosyalize olma becerilerini kendini buna yöneltecek oluşlarda aramalıdır. Sanat – spor olguları ve yaşamsal kültür dinamikleri aydın ve yetenekli insanların elinde renklenebilir. İnsanları organize edecek olan unsur ise organize niyeti ve kurumsal yönetimidir. Belediye bu açıdan kendisini önemli görebilecek yetkinliğe yöneltebilmelidir.

Türkiye’de genel yöneliş liderlik oluşuna mal edilmiştir. Halbuki kurumsal yetkinlik gelişmeden liderlik her köşeyi kapsayamaz.

o. İdari Mekaniklerin Disiplini:

Eğitim olguları ve yarattığı boşluk şehir realitesini anlamaya yetmez. Buna ayrı örgütlenme ve düşünsel çaba gerekir. Valilik veya devletin örgütlenmesi bereketini yerel kurum çalışmalarıyla desteklemelidir. İnsanlar kendilerini üretken kılmayı faydalı olma bilinciyle yaratabilirler. Bunu sağlamak içinde görgü – bilgi ve yorumlama yeteneği gerekir.

İdare insanları hobileri-ilgileri ve kurumsal ihtisaslarıyla belirginleştirmeyi hedef almalıdır. İhtisasın derinliği yanında özgünlüğü de önemlidir. Yorumları veya fikirleri üretebilmek özel insanların işidir. Bu kapsamda insanlara önem veren ve onları motive eden yapılanmayı aramak gerekir.

İnsan katkı olacak çabayı kıskanmamak ve emeğini karşılıksız görmemelidir. Bu durumda liderlik tohumlaması önemlidir. Bilgi ve görgü tartıştırılmadan güzellik ortaya çıkarılamaz.

ö. İnsanların Dikkatinin Toplanması:

Yerel yönetimlerin kurumsal işlevsellik üretebilmeleri için organizasyon oluşturması kapsamında yetenek türetmesi gerekir. İnsanların sorumluluk açılımları farklıdır. Bu durumda ya sorumluluk bilincini kuvvetlendirici tedbirler ya da örnek üretmek gerekir.

İnsanları teşvik eden unsurların başında para gelir. Ama para herkesi etkilediğinden pek rantable sonuç yaratmaz. Bunun yerine onur çabaları daha etkili olur. Her şehir hatta mahalle kendi onurlu kişilerini yaratabilmelidir. Bunun içinde akıllı olmak veya sakinler arasında tutarlı davranmak önemlidir.

İnsanların fizyolojik çıkar çabaları düşünsellikten çok yeterlilik açısından etkisiz kalır. Bunu etkilemek mutlaka seçilecek liderlikle başarılabilir. İnsanların önemsenmesi ve üretken olması karmaşık duygularla gerçekleşir. Bu nedenle üretmek, fikir üretmek kolay bir şey değildir.

p. Gelişim Mekanikleri Oluşumu:

Tahsil ve görgü duygusal anlamda bireysel liderlik çabalarıyla gelişime yansır. O zaman sosyalizasyon denemeleri ortak aklı yarattıkça gelecek tasarımı bilinci ortaya çıkacaktır. İnsanlar olaylar yerine hayal güçleriyle yaşamaya yönlendirildikçe gelişim olguları artacaktır.

Bu durumda şehir bereketi için liderlik olgularına destek yaklaşımı denenmelidir. İnsanların laf ebeliğine kanmamaları gerekir. Görevliler ilgi kurmak istedikleri sahaları görebilmeli ve bunun için seminerler ve görevli organizasyonlar yaratabilmelidir.

Devlet kendi prensipleri yanında yerel gelişim parametreleri için oluşumlar sağlamalıdır. Örgütlerin birbirlerini desteklemesi bireylerin düşünsel ufuklarını geliştirmesi önemli ve gereklidir.

q. 2K-1R Etkisi:

İnsanlar alışkanlıklarıyla yaşarlar. Bu nedenle muhafazakarlık devrimcilikten daha fazla rağbet görür. 2K-1R insan aklının şehre yansıtılmasını amaçlayan bir çaba formasyonudur. Bu nedenle ortay konulması kolay görülmemelidir. 2K-1R formasyonu oluşması için şehirde bunu tartışacak zeminin yaratılması gerekir.

2K-1R şehrin kendini ve geleceği tanımasını sağlar. Böylece insanlar kendi gerçeklerini daha kolay ortaya koyabilirler. Şehrin kültür dinamikleriyle oynamak onu yenilemek- geliştirmek düşünsel ve kavramsal becerilerin oluşmasına ve ortaya sonuç çıkarmasına neden olur. Şehir kendini yenilemeyi bilirse insanlar daha mutlu ve daha verimli olabileceklerdir.

Kabiliyetlerinde bu kapsamda gelişeceğini anlamalıyız. Bu böylece topyekun kaliteyi yaratacak ve insanlar bununla gurur duyacaklardır.

r. Siyasi Partilerin Kurumsal Duruşu:

Siyasi partilerin birlik ve yandaş türetim savsataları ilkeler ve yönetim dinamikleriyle dengelenen mikro hedefler bulabilmelidir. Siyasi parti sadece genel perspektifte görüş sunma çabası ile yetinmemelidir. Üniversiteler ve bilim adamları rasyonalite kapsamında organizasyon örgülerine doktrin üretebilmelidir. İhtisasların tekamül bilinci mutlaka sürükleyici olmalıdır.

Siyaset tek lider sultası dinamiği değil çok çabalı görüş üreten arayıcılığı yaratabilmelidir. Bunun için de detayda görüş üretebilmek için ihtisaslaşmayı önemsemek gerekir.

Demokrasi rasyonalite dengeleri üzerinde çalıştırılırsa hem rekabet doğacak hem de tekamül sağlanacaktır.


3. KÜLTÜR – REFAH ETKİLEŞİMİ:

Refahı yaratan unsurların başında ülkenin prestij ve üretkenlik doğası gelmektedir. Şehrin ülke dinamikleriyle uyumu ve bunun yarattığı rantabilite refaha temel teşkil eder. Kültür – refah etkileşimini şehir eğitim kalitesi ve dünya yada ülkeye katkılarıyla sağlayabilir. Biz kültürü kabiliyetle oryante etmeyi bu bağlamda düşünüyoruz. Yoksa bilgi-teknoloji-hayal gücü üretmeyen insanların refah aramasını düşünmüyoruz. Kültür eğitim ve ihtisası bunlarda kabiliyeti körükleyecek böylece şehir üretkenlik yaratacaktır. Sepet gibi yatan yaratıkların refahını düşünmüyoruz.

2K-1R bu nedenle süper aktif ve dinamik yaratan bir özellik taşır. Sosyalizasyon ve kurumsal ihtisas yayılma etkinliğini kurduğunda insanların refahı gerçekleştireceklerini kabul ediyoruz.

a. Kabiliyet Sahaları Ekonomisi:

Eğitim tecrübe ile birleşince kaliteli referans doğar. Bunu kabiliyet sahalarına işledikçe ihtisaslaşan ve bunu başarabilmek için kurumsallaşan bir yapı ortaya çıkar ki bu albenisi ve ürettiği aktivite ile ekonomiye bağlanır.

Kapitalizm sermaye kontrolü ile refahı geliştirmeyi amaçlamıştır. Teknolojinin yarattığı otomasyon insan gücü fonksiyonalitesini değiştirmiş, bilgi çağı anlayışı doğmuştur. O halde kabiliyet bireyin taşıdığı farklı üretkenlik oluşumundadır. İhtisaslaşma derinlik liderlik kabiliyet yaratacak böylece tekamül süreklilik kazanacaktır.

Şehir kabiliyet sahalarını etkinleştirdikçe kalitesi artacak ve bu husus rantabilite yaratacaktır. İnsanların bireysel üretkenlik ve kalite formasyonu vazgeçilmez olarak gelecekle dengelenecektir.

b. Ekonominin Yeterliliği Bilinci:

Ekonomi fikir, kabiliyet ve üretkenlik yapılanmasıyla değer kazanabilir. Yakın çağ ekonomisi rasyonel üretkenlik ile ölçü yakalamaya çalışmış, kapitalizm teknolojiyi kontrol eden bir yapı ile ekonomiyi arz-talep dengelerinde tekamül ettirmiştir.

Ekonomi istihdam ve emeklilik dengelerini sorgular, yatırım ve üretkenliği yönetir. Halbuki üretkenlik özellikle Batı dünyasında neredeyse sıfırlanmıştır. Demek ki itibar faktörü bilgi üretkenliğini yönetecek fizyolojik ve sosyolojik ihtiyaçlarla ilişkilenebiliyor. Bu veçheden hareketle şehirler devlet ve dünya genelinde finansmanla kendini geliştirecek ve faydaya dönüşen bir çaba doğacaktır.

Şehir ekonomisini dengeleyen bakış açıları şehrin refahını realize etmeye katkı sağlayacaktır.

c. Tekamül Sahaları Analizi:

Birey kendi tahayyülünü gruptan alır ama hayal gücünü kendi yaratır. Bu nedenle kurumsal ihtisaslaşma arayışı kendi sahasındaki bireylerin tekamül istekleriyle bütünleşmelidir. Bu nedenle şehir, ülke ve dünya için evrensel arayışlar yanında sanat-spor ve üretkenlik sahalarında dinamikler geliştirmelidir.

Turizm rasyonel fayda sağlayacak yapılanma kazandıkça insanların ekonomik etkinlikleri de önem kazanacaktır. Kurumsallaşma dengeleri şehri kişilik sahibi ve dengeli oluşuma götürecektir.

İklim, doğal zenginlikler şehirleri öncelikle kendileri olmaya itecek müteakiben kendi ilgi sahaları ortaya çıkacaktır. Sosyalizasyon dengeleri insanların kalitesini arttırdıkça rasyonel doğa yapılanacaktır.

d. Refahı Güden Sistematik İçin Dinamikler:

Refaha yönelten ana unsur faydadır. Faydayı üretkenlik ve farklılık üretir. Bir şehrin refahı o şehrin demografik etkinliği ile doğrudan ilişkilidir. Bunu şehrin kalitesi ile birlikte düşünmek gerekir.

Batı dünyası üretkenlik bazında çok kapsamlı deneyim geçirmiş ve bugünkü dünyaya çok önemli örnekler üretmiştir. Şehri planlı şekilde üretken yapıya sokmak cemiyet aktiviteleri ile etkinleşmek sayesinde olabilir. İnsanlar yaşamı önemsedikleri ölçüde faydaya temayül gösterirler.

Sanat – bilim – üretkenlik insanların organize olmasıyla yaşamın ihtisas sahalarına anlam katar. Bu durumda bireysel düşünsellik ve üretkenlik vazgeçilmez unsurdur. İnsanın kendine derinlik katması öğrenme-deneme ve yorumlama becerileriyle gerçekleşebilir. Bu durumda refah kendiliğinden değil planlı yapılanma ile ortaya çıkabilir.

e. Çağdaş Refah Oluşum Bilinci:

Çağdaş olma sadece teknolojik anlamda hayatla bütünleşmek demek değildir. Ekonomik olarak şehri işlevsel kılmak çok kapsamlı bir olaydır. Devletin sunduğu çalışma – tasarruf ve emeklilik disiplini Yakın Çağın ürettiği faydalı bir yapılaşmadır.

Ben insanı tüm hayatı boyunca aktif yapabileceğimiz sistemleri tasarlamalıyız şeklinde değerlendiriyorum. Emekli olan insana sosyalizasyon dinamikleri içinde ihtisaslaşma fırsatı verebilmeliyiz. Böylece hem birikim fayda üretir hem de insan hayatının rasyonalitesi artar.

Bu nedenle insanları şehir bazında dengeleyen sosyalizasyon ve kurumlaşma bilinci ile geliştirmek gerekir. Gerek siyasi partiler gerekse sivil toplum kuruluşları insanları bu yönden aktif yapacak yapılara dönüştürmelidir.

f. Sosyalizasyon Olgularının Yapısı:

Şehir yapısı içinde aktivite alanları yaratmak ve insanları bu işlevselliğe uyumlandırmak zaman gerektirir. Mahalle, semt ve şehir için sosyalleşme yapıları oluşturularak insanlar düşünsel üretken yapılabilir. Önemli olan bunun örneklemelerini ve çalışma yapılarını doğru oluşturmaktır.

Bugün insanların büyük çoğunluğu dilekçe yazmaktan bile bi haberdir. Belki de işe buradan başlamak gerekir. Hayatla ilgili detaylarda insanları görebilir yapmak sanat ile görsel etki veren televizyon programları ile mümkün olabilir. Duygusal manada yaşatılmadan öğrenmenin mümkün olamayacağını bilirsek insanlara kendi yorumlamalarını yapma fırsatı verirsek bu oluşumlar zevk veren bir özellik kazanabilir.

g. Halkın Rasyonalize Edilmesi:

Rasyonel düşüncenin hayata yansımasında en önemli faktör tasarruf bilincidir. İnsanlar kendi doğrularını birbirlerine anlattıkça rasyonel oluşum kendiliğinden ortaya çıkacaktır.

İnsanlar büyük işleri yapmayı küçük işlerde gösterdikleri becerilerle öğrenirler. Dolayısıyla lise seviyesinde gençlerin rasyonalite ile tanışmaları ve hayatlarını bu açıdan önemsemeyi öğrenmelidirler.

Sanat ve spor insanın sonsuz perspektifte aktif hale getirilebilmesine olanak verebilecek sahalardır. Edebiyat ise başlı başına bir özel sahadır. İnsanlar sanatın edebiyatla bütünleştirildiği durumda duygularını öğrenmeyi başaracaklardır. Her tecrübe geniş bir duygu yükü taşır. Bu duygu yükünü anlaşılır kılmak düşünsellik ve rasyonalite doğurur.

h. Sağlıklı Yaşam İlkeleri:

Sağlıklı yaşamı alışkanlık haline getirecek üç çalışma olmalıdır. Birincisi beslenme
kültürünün bilimsel ve yöresel özelliklerinin halk tarafından benimsenmesidir. İkincisi psikolojik manada hayatla bütünleşmiş, fizyolojik gereksinimler açısından dengelenmiş bir yaşam örgüsü olmalıdır. Üçüncüsü spor ve aktivitelerle dengelenmiş bir hareketlilik kültürü yaratılmasıdır.

Beslenme ile bağışıklık sisteminin dengesi, psikolojik kapsamda hayatla duyarlılık kazanmış bir yaşam ve hareketlilik ile denge kurulmuş bir spor – yürüyüş kültürü.

İnsanlara alışkanlıklar kolay monte edilemez. Bu nedenle alışkanlıkları bir oyuna dünüştürmek ve insana yol göstermek gerekir. Dolayısıyla şehir sokak-hane bazında örgütlü bir yapı içinde değerlendirilmelidir. Sağlıklı yaşam yapılanması olmadan demografik tekamül yaratılamaz.

i. Tüketim Ekonomisi Mantalitesi:

Batı dünyası bilgi çağı rasyonalitesi kapsamında tüketim ekonomisi şartlarını dünyayı kullanarak geliştirmiştir. Tüketim ekonomisi hak etme bilincinden ziyade tüketim ile sağlanacak ekonomik yapılanmayı ön plana çıkarır.

Aslında yakın bir gelecekte tüketim ekonomisi bütün dünyanın uygulama alanına dönmesine olanak sağlayacaktır. Biz tüketim ekonomisi işlevselliğini dünya-bölge üretkenlik yapılanmasının bir doğal sonucu olarak görmek istemekteyiz.

Üretim dengelerinin rasyonalitesi tüketim dinamiklerini yaratır. Bu nedenle şehir kendi hinderlandı içinde üretim olanaklarını ayrı bir değer olarak görebilmelidir. Şehri bir devlet gibi düşünmediğimizi bu nedenle yerel üretim olanaklarıyla dengelenen bir ticaret örgüsüne ihtiyaç duyulduğunu düşünmekteyiz.

j. Gereklilik İlkesi:

Şehir kendi kültür dinamiklerini belirlerken mutlaka gereklilik bakımından tutarlı nedenler üretebilmelidir. Bir çok ülkede uygulanmış olan yıkıp yeniden yapmak denemeleri rasyonel yapı kuramaz. Bu nedenle gereklilik açısından yeterli neden olmadan adım atmamak önemlidir.

Dünya proje bazında duyarlı bir sistematiğe sahiptir. Bu sistemi biraz daha pozitif yaratıcılığa dönüştürmek gerekir. Bu da yönlendirme ve örgütleme ile olabilir.

Proje üretmek bir profesyonel davranıştır. Müteşebbis yaratmak ise sosyalite kazanmış ihtisas ağları ile ortaya çıkacaktır. Aslında şehirlerde eğlence-beslenme-spor ve sanat kapsamlı kurumlaşma olmalı ve bunlar diğer sahalara da sirayet edecek şekilde örneklenmelidir.

k. Yeterlilik İlkesi:

Bir şehir kendi kaldıracağı kadar yatırım ve yükleme yapmalıdır. Bunun yeterliliği insanların tatmin olma doğalarıyla yakından ilişkilidir.

Bence şehir ihtisas oluşumları kendi yönlendirmelerini etkin hale getirirken yeterliliği dengelemeyi gözden kaçırmamalıdır.

Yeterliliğin zamanın bir fonksiyonu olabileceği de hiçbir zaman gözden kaçırılmamalıdır. Bu durumda çalışmaları merkezileştirmek ve tutarlılıkları yeteneklendirmek önemlidir.

Projenin kapasitesi ile yeterlilik düşüncesi rasyonalite kurar. Bu durumda şehrin gelişim ve tüketim bilinci ile yeterlilik uyuşmalı ve buna çaba harcanmalıdır.

l. Turizm Açısından Perspektif:

Turizmle halka bütünleştiren örneklemelerden yanayım ben. Hatta evine misafir alma açısından da konu teşvik edilmelidir.

Kültür ile turistin tanışması, mutlaka tiyatro gibi işlevselliklerle mümkün olabilir. Yöre folklör kabiliyetlerini hergün birer saatlik seanslarla on gün içinde bireye öğretmek mümkün olabilir. Bunların yeme kültürü açısından ailelerin turistlere yemek vermesi de bu kapsamda önemsenmelidir.

Turizmi kültür kapsamında kaynaştırıcı unsur olarak görmek insanların kalite ve bunu etkileyen görgü oluşumunu yaratacağına inanmak gerekir. Türkiye’nin her yöresi ayrı bir kültür yapısı taşır. Bunları anlaşılır kılmak ve geliştirmek emek ister. Bunları yaygınlaştırmak ise teşebbüs arar.

m. Şehrin Paylaşım Mekanikleri:

Şehri kültür açılarından örgütlemek bu örgütün kurumsallaşmasını yönetmek insanın tutarlılıklarını kapsamlı olarak yönlendirmek ince ve hassas bir iştir. İnsanlar televizyon Ve günlük gazetelerde olayları gözlemlerler. Halbuki yerel televizyonların sivil toplum örgütleri kapsamında kendi tutarlılıklarını yaratmaları gerekir. Ve yerel televizyonlar ve gazeteler bu aktivite ve yorumlarıyla ön plana çıkabilmelidir.

Şehirlerimiz resmen donuk insan kalıplarına yaşam alanı olmaktadır. Batı bu konuda maddiyata dayalı kulüpler ve dernekler oluşturmuşlardır. Bunların bütün şehir sakinlerine yaygınlaştırılması ve bunların halk tarafından önemsenmesi çok faydalı sonuçlar yaratacaktır.

n. Örgütlenme Yönelişleri:

Örgütlenme bir teşebbüs ister. Bunların şehir yöneticileri tarafından planlanması ve yönlendirilmesi başlangıç için önemlidir.

Bir sosyalizasyon oluşumu kendi başına bir örgütlenme teşebbüsü olsa bile en azından başlangıçta bu maksada uygun merkezlerin üretimi ve buraların ortaklaşa kullanımı önemsenebilir.

İnsanları örgütlemek onların alışkanlıklarını istediğimiz yöne geliştirmekle olur. Bu nedenle insanların kendi faydalarını görerek bu sahada etkin olacaklarını anlamaları gerekir.

Kısa vadeli faydaları önemsemek orta vadeli faydaları benimsemek ve uzun vadeli faydaları düşünmek gerekir. Bu yönüyle örgüt dinamikleri mutlaka profesyonel manada kabiliyetle donatılmalıdır.


o. Şehri Harekete Geçirme Duyarlılıkları:

Bir şehir halkı kendisini tanıdığı ölçüde kendi teşebbüsünü şekillendirecektir. Kimse aç karına sosyalizasyon örgüsünü benimsemez. Bu durumda insanları sosyalizasyon yapılandırmasının fonksiyonunu aktif kılacak etkiler bulunmalıdır.

İnsan başta ekonomik çıkar arar, sonra bireysel duruş kimliğine katkıyı görmek ister. Bu durumda insanlara bireysel duruş formasyonu ile dengelenen bir ekonomik tedbir uygulamak gerekir.

Kültür yapılanması içinde organize olan dinamiklerle bireysel duruş dengesi ilişkilendirildiğinde önemli ölçüde yol alınmış olacaktır. İnsanlar kendi ümit ve beklentilerini çabayla ulaşılabilir gördükçe demografik iyileşme pozitif duyarlılık taşıyacaktır.

p. İnsanların Öncelikleri ve Beklentileri:

İnsanlar alışkanlıklarını ailelerinde ve yakın çevrelerinde gördükleriyle oluştururlar. Bu her insanın gördüğü ile benimsediği arasında bir özgürlük alanı yarattığını gösterir. Hiçbir kardeş birbirinin aynı davranış felsefesini benimsemiyorsa ailede bir doktriner kalıp yok demektir.

Türkiye’de insanlar olayların arkasında yaşamaya alışmışlardır. Böyle olunca örgütlenme ve hayata karşı politik bilinç oluşmamış demektir. İnsanlar öncelikle başarılı olmayı, rekabet ederken tutarlı olmayı esas alırlar. Bu çabanın toplumsal duruşu yaratacağına inanırlar. Bu beklentisi olmayan insanların hayat tokadı ile karşı karşıya kalacağını anlamalı ve anlatmalıyız. Bunları rehberlemek ve bireye özgüven kazandıracak yaklaşımlar üretmek önemlidir.

q. Yönetsellik ve Sorumluluk:

Şehir faaliyet bazında örgütlenme arayışlarını mutlaka profesyonel yardım ile gerçekleştirmelidir. Bu yapının bireylerce donatılması bir yönetsellik oluşumunu ortaya koyacaktır. Bunun yarattığı sorumluluk bilincini oluşturmak ise mutlaka işlevselliği tanımlamakla olacaktır.

Bireylerin lider çekiciliği yanında bireysel katkılarını da yönetmek gerekir. Bu oluşumu alışkanlıklarla bütünleştirmek zaman ve emek ister. Bu durumda işlevsellik oluşuncaya kadar cemiyetleri profesyonel anlamda yönlendirmek gerekecektir. Hele ihtisasın oluşumu çok daha uzun bir periyot isteyecektir.

İnsanların sorumluluk bilinçlerini rasyonel kılmak biraz da ekonomik oluşla ilgilidir. Bunu devlet hatta dünya politikası haline getirmek gerekebilir.

r. Bilim – Yaşam Etkileşimi:

Sosyoloji ve psikoloji oluş ve yönelişleri zaman boyutunda yeni dengeler ve oluşumlar yaratmaktadır. Bu durumda bilimi yapıcı manada şehir dinamikleriyle ve tabii ki sivil toplum örgütleriyle ilişkilendirmek gerekir.

Şehrin kendi kültür dinamiklerini kendi örgütlenmesi içinde başarması geleceği yönetmek anlamı kazanacaktır. Böylece insan hem mutlu olacak hem de yaşamdan haz duyacaktır.

Mağara devri son aşamasında insanlığa bu dönüşümü kolay sunmayacaktır. Bu nedenle dikkatli ve planlı hareket etmek gerekir. Hepsini birden değil ama aşama aşama her bir kurumlaşma örgüsünü oluşturmak en doğru yoldur. Sosyalizasyon mertebesinde dikkatli olmak ve tercihleri doğru yapmak şarttır. İnsanların alışkanlıkları geliştikçe kendi oluşum dinamiklerini zaman kuracaktır.

s. İyilik – Liderlik Etkileşimi:

Sosyalizasyon çalışması içinde bu konu detaylı olarak işlenmiştir. İyilik kapsamında tanrısal bir duruş bilinci yaratılmalı bu özelliği liderlik bazında önemsettirmelidir.

İnsanın lider olması amir olmasını gerektirmez. Bu nedenle insanlara demokrat olma bilinci önemsettirilmelidir. Ayrıca insanın politik davranış duyarlılıklarına önem verilmelidir.

İşlevselliği somut adımlarla yaygınlaştırmak ve zamanı bu anlamda programlamak önemli görülmelidir. Plan-program olmadan tek düze ortaklık oluşmaz. Hedefler ve stratejik – vizyon sürükleyici anlamda kurumun vazgeçilmezi olmalıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder