1 Eylül 2010 Çarşamba

Demokrasi

0. BAŞLARKEN:

ADN çalışmalarının düşünselliği hak ve rasyonel bir yönetselliği anlatmayı esas almıştır. Toplum örgütlenmesi ve bilimsel açılımlar kuantum düşünselliği bereketine dayandırılarak önemsenmiştir. Şimdi artık “demokrasi” hakkında detaylı bir çalışma yapılabilir. Neden yapılması gerekiyor? Zira anlayış modunda tarih yönetsel becerinin insanlığa kazandırılması aşamalarına tanıklık yapmıştır. Yakın Çağ eğitilen insanın ihtisasında yaşamsallığı ön plana çıkarmayı başarmıştır. Şimdi Tevratta dediği gibi herkesin peygamber olmayı başardığı bir dünyayı hayal edebiliriz. Bu bize hem eğitimi hem de yaşam duruşunu açıkladığımız durumda söz sahibi olmamıza olanak sağlayabilir.

Dünya cennette olsa yaşamsallığın gerçekleriyle senkronize olmaktan başka çaremiz olmadığını anlamamız gerekiyor. Demokrasi bir ot değil ki yetiştiresiniz. Dolayısıyla teknoloji – eğitim – refah olgularında anlamlı bir organizasyon mantalitesi olması gerekiyor. İşte demokrasi bu anlamda organizasyon olgularından karar vermeye varolan ve yaşayacak olan düşünselliği açıklamaya çalışacaktır.

1. YÖNETİM GERÇEKLERİ:

İlk toplumsal dizaynı Hazreti İdris yapmıştır. Bu tarım ekonomisi olgularının ilkel üretkenlik bazında örgütsel tasarımıdır. Bu tasarım rahip eğitselliği altında eğitimli bir kesimi yönetimde önemli yapmıştır. Askerler kurulan düzenin çalışması için gereklidir. Köylüler de toprağı örgütlenerek işleyecekler, hayvan yetiştirecekler ve böylece halk işlevsel anlamda üretken ve tüketimde gerçekçi bir model içinde var olacaklardır.

XVIII yy da Sanayi toplumu şartları realize olurken halkın emek paydasında örgütsel bir oluşum realize ettiğini 20 yy da da özellikle gelişmiş devletlerin eğitimli teknolojik anlamda ileri teknoloji üreten ve yöneten bir yapılanma oluşmuştur. Bu dönem emperyal duruştan esinlenerek dünyanın ekonomik yapılanmasını da örgütlemiştir. Ancak gerçekler ve gelişmeler insanlığın Altın Çağ performansını realize etme aşamasına getirmiştir. O halde toplum örgütlenme mantalitesi rasyonalitesi içinde çok daha anlamlı bir yönetim açıklamasına ihtiyaç olmaktadır.

Dünya üç kutup işlevselliğinde performans duyarlılıkları bazında anlaşılır bir rekabeti muhafaza edecektir. Bir tekamül ve muhafazakar olguların yaşayabilmesi bakımından önemli görülmelidir.

Yakın Çağın birikimi ihtisas kurumları, üretim yapılanması, tüketim örgütleri, eğitim yönlendirmeleri gibi bir çok konuda sektörler oluşmasını sağlamıştır. Teknolojiyi hayatla bütünleştiren açılımlar yaşam kurgusunun gelişme ve yenilenme trentlerini etkilemiştir. Bizim demokrasi kapsamında öngördüğümüz hususlar hem bugünü hem de Altın Çağ kurgusundaki gerçekleri göstermeye çalışmaktır. İşte bu nedenle yönetim gerçekleri bazındaki hususları anlaşılır kılarak yönetselliğe bir bütün mantık katmayı istemekteyiz.

Demokrasi yönetsel düzenin tercihler kriteryasına uygun olarak tanımlanırsa insanları kabul ve etki unsurları daha anlaşılır ve anlamlı olabilecektir.

a. Güç Odakları Realitesi:

Kapital düşünselliğin ana hareketini sermaye sağlamaktadır. Bu sermayeyi devlet çürütürken özel sektör kendisinin reaksiyoner disiplini nedeniyle rasyonel işletebilmektedir. Bu gerçeklik ışığında devletin desteklediği insan gücü – yatırım sektörleri yönetsel beceride gelişen ve yenilenen bir canlılığı gerçekleştirebilmektedir.

Toprak sahipliği, ihtisas belirginliği, sermaye yönetimi olguları bugüne sürüklenirken hep paylaşma disiplin altında senkronize olmuştur. Bu oluşuma biz karşı çıkmamaktayız. Bunun gizlilik çerçevesinde realizesi de bizi ilgilendirmiyor. Devletin halkın faydasına olan yönetselliği anlaşılır bulmaktayız.

İnsanların siyasi oluşumlarla kendileri itibar ve çıkar düşünselliği belki de umut perspektifinde kabul edilebilir hususlar olmaktadır. Tarikatların insanlar arası bir güç oluşum perspektifi yaratmaları da anlaşılabilir yaklaşımlardandır. Kurumların kendi diplomasilerini yaratmasını teşvik etmemiz ve bunların performans duyarlılıklarını anlamalarını da düşünülmesi gereken hususlar içinde görmekteyiz.

Sivil toplum örgütleri de güçlenip doğa-teknoloji-ihtisas realitesinde varlık oluşturmalarının da yanındayız. Bunlar toplumun reel dinamikleri olarak zamanla sistem üzerinde faydalı etkiler oluşturarak halkın çıkarlarıyla bütünleşen oluşumları başlattığın inanmaktayız.

Sosyolojik olguları anlaşılır kılarak politik hususları yönetmekte önemlidir. Dolayısıyla insanların tekamül ve duruş gerçekleriyle bütünleşen hususları anlamlı bularak bunları rasyonel hareket bileşkelerine kavuşturmak istemekteyiz. Siyasi hareketlerin mantığını kurarken insanların ırk-sınıf gibi surreal yapılarına değil her insanın kendine umut ve gelecek görebildiği realiteleri anlaşılır kılmak istemekteyiz.

b. Kapitalizm Birikimi:

Biz genel anlamda zengini soysuz bilmeyiz. Ama zengin olmak için soysuz olmayı yol
olarak ta görmeyiz. Kapitalizmin kurgusunda yer alan özel sektör veçhesini rasyonel duruşa yardımcı olduğu için desteklemekteyiz. Bu her ne kadar sınıf önemsemeyen bir tabiatı ortaya koysa da toplum işlevselliğinde çalışkanlığın ve özverinin ödülünü zenginlik olarak görürüz. Bu veçheden bakınca zaman içinde profesyonelleşen bir burjuva olgusunu desteklemekteyiz. Önemli olan rasyonalitedir. Böyle olması içinde devletlerin bu oluşları mantıklı kurgulaması gerektiğine inanmaktayız.

Bu durumda müteşebbis olmayı teşvik ederken ihtisası da önemsediğimizi vurgulamak isteriz. İnsan sömürüsü değil ama adil bir örgütsel realiteyi desteklemek gerektiği ortadadır. Bunun nedeni ekonomik ve sosyolojik kurgunun hak ediş olgusuna ve rasyonaliteye aynı özenle bağlı olmasını istememizdir.

c. İhtisas Realitesi:

Eğitim ve ihtisas iki olumlu veçhedir. İhtisas hem bireysel teknoloji-iktisadi duruş hem de kurumsal realiteyi anlatmak üzere kullanılmaktadır. Bilim temel yönüyle eğitim ve araştırma merkezlerinin yönlendirici düşünselliği olmakla beraber ihtisas o müstakil sahanın kifayetini resmetmektedir. İhtisas tekamülünde bir ana unsuru olmakta ve böylece bireyin toplum içindeki sosyal duruşuna ahenk vermektedir.

Yakın bir gelecekte eğitim ve organizasyon problemleri realize oldukça ihtisaslaşmamış hiç kimse kalmayacaktır. Böylece ihtisasın derinliği ile hak ediş açısından bir denge bir motivasyon oluşumu gerekecektir. Hayatın herkese açık bilim kurgusunda nasibini alabilen herkes kendi ihtisas derinliğini kovaladıkça hem bireysel hem de toplumsal tekamül ortaya çıkacaktır.

d. Örgütlenme Realitesi Perspektifi:

Bilgi çağı perspektifi altında her bireyin bir çalışma sahası olması ve bu sahada bir ihtisas oluşturması beklenmektedir. Bunu sağlayacak örgünün özellikle eğitim sistemiyle destekleneceği aşikardır. Aynı zamanda internetle entegre olmuş bir yaşantı tesis edilmesi mümkündür. Bugünkü durumda bu merkezli oluşumu sağlamaktadır.

Örgütlenme gerçekleri altında hem kurumsal hem de ihtisas bağlamında insanların birbirlerinden haberdar olmaları mümkün hale gelmiştir. Böylece örgütlenme bazında fikirleri paylaşmak ve bunun sonucu olarak yönetim perspektifinde kapsamlı bir görüş olgunluğu sağlamak mümkün hale gelmektedir. Demek ki geleceğe yönelik faydalardan hiç şüphesiz biri insanların daha kapsamlı fikir mütalaaları yapabilir duruma gelmeleridir. Bunu işlemek ve örgütsel yapılanmada dinamikler haline getirmek bence demokrasiye önemli bir hizmet olacaktır.

e. Sosyal Yaklaşım Realitesi:

İnsanların; siyasi partilerinde anlam kazanmasıyla daha mantıklı ve tutarlı bir disiplin oluşturmaları organize oluş gerçeklerini fizyolojik güdülerden arındırarak sosyolojik güdülere yöneltmeleri beklenmelidir. Böylece insanlar toplumsal olgulara zaman ve böylece dikkat ayırma şansları artacaktır. Dikkat verildikçe görülecektir ki her insan gerek siyasi olgulara gerekse toplumsal davranış tutarlılıklarına daha kendilerini yakın hissedeceklerdir. Bu oluşum gerçek demokrasi olgularını canlandırma ihtiyacını zorunlu hale getirecektir. Aslında demokrasi mantalitesi bir ihtiyaç örgütlenmesi olarak kendini kendisi realize edecektir.

İnsanlar organizasyon olgularıyla kendi duruş etkinliklerini daha anlamlı buldukça siyaset ve sosyal oluşumların hareketlenmesi teşvik edilmeli ve böylece sosyal anlamda kaynaşma olması yönetilmelidir.

f. Dernek – Tarikat Gerçeklemeleri:

İnsanları ilgileri perspektifinde tarihten gelen yaklaşımlarla başlayan bu yapılanmanın Altın Çağ yorumuyla etkilenen bir geleceği düşünebiliriz. Dolayısıyla insanlar bugüne sürüklenen zihniyetlerinden hareketle geleceği algılayacaklar ve kaynaşma perspektiflerini anlaşılır yapacaklardır. Yanlışları ve beğenilmeyenleri ayıklamak yeniden yorumlama gerçeğini ve böylece daha anlamlı bereketi oluşturacaktır.

Biz insanlara kendilerini daha kolay anlayabilecekleri bir veche oluşturmaktan başka bir şey yapmadık. Yönetsel dinamikler ve bunların bilimle desteklenmesini sağlayacak ortamı hazırladık. Bu çalışmalardan ilim veya sıradan olan her insanın faydalanabileceği çok şeyler bulunmaktadır.

Unutmamak gerekir ki hayata ünsiyet kendi duruşunu yaratmakla daha kolay sağlanır. Böylece farklı olmayı başarabilir ve kendi doğruluk özünü daha kolay tesis edebilirsiniz.

g. Siyasi Konjonktür Dinamikleri:

Siyaset aslında toplumun gelişim parametrelerini yaratan önemli bir oluşumdur. İnsanlar yenilenmeyi ve tekamülü bu dayanakla beslerler ve oluştururlar. Siyaset geleceği yönetme sanatı olarak görülmelidir. Gelecek zenginlik, refah ve umut taşır. Böylece halkın gelişim perspektifini yaşama dönüştürür.

Demokrasi kurallar, detaylar ve yeniliklerle teşekkül eder. İnsanların benimseme özellikleri karşılanarak düşünsel bir anlayışın hareketlenmesi sağlanır. Tez – anti tez duruşu insan aklının yeteneklerini gösterir. İnsanlık rasyonel oluşları daha çabuk benimser. Bu da insanlığın sürekli gelişim parametresinin oluşmasını sağlar.

Konjonktür insan hayal gücünün odaklanmasını sağlayan kabullerle meydana gelir. Değişkenliği kadar yapılanma şartlarıyla da ilişkilidir. Bu insanlığa bir gelişim mantığı katar. Unutmamak gerekir ki üretim – tüketim – kalite duruşları hep canlılığın kontrolü anlamını taşır. Bu canlılığı insanlar ve liderler motive ederek farklılık yaratırlar.

2. HALK – DEVLET VE YÖNETİM:

Yakın Çağ örgütlenmesi devleti ve bunun kontrol mekanizmalarını fayda lehine kullanmayı öğretmiştir. Dünya fırsatlarını iyi kullanan Batı refah olguları bazında da kendi durumunu en iyi şartlara taşımayı bilmiştir. Yönetselliğin uygunluğu kadar devletin çarklarının üretkenliği de önemlidir. İnsanların ihtisas dinamiklerini yönlendiren yapılanmasıyla halk ekonominin derlenip organize olmasıyla yaşamsal enginlik yaratmıştır.

Bolluğun insanlarca yanlış algılanması nedeniyle sosyolojik olgular eğitimle dengelenmek zorundadır. Bugüne kadar ihtisası meslek bazında düşünen yapılanma aynı zamanda insanlığa zamanı mantıklı ve üretken kullanmayı da öğretecek şartları yaratabilmelidir.

Yönetim ilgi-kendini adama gibi subjektif davranışlarla yakından alakalıdır. Unutmamak gerekir ki sistemin başarısı sistemi benimsemekle başarı çıtasını yükseltebilir.

a. Halkların Beklenti Perspektifi:

Halklara sunulan fırsatlar ve etkileşim insanların duyarlılıklarını oluşturur. Durağan ve yönetsellik mantığını kuramamış halkların insanlık çıtasını etkileyecek oluşumları kendi doğalarıyla yükseltmeleri mümkün değildir. Dünyanın bugüne gelmesini sağlayan İngilizlerin aç gözlülüğünden çok oluşan fırsatlardan kendilerine pay çıkarmasını becerme olgusu yaratmıştır. Yani Amerikanın tarım ekonomisi olgularını tasarlayanlar zencileri köle yaparak bolluğu etkilemişlerdir. Bolluğun eğitime kanalize edilmesi bilimin çığ gibi büyüyen potansiyel yöneliş dinamiklerinin ortaya çıkmasını sağlamıştır.

Halklar bireysel gayret ve bireysel tercih oluşumlarında kendilerine yorumsal duruş üretirler. Bunlarda mutlaka siyaset ve yönetim olgularıyla bereket sağlayabilir.

b. Devlet Varlığı Realitesi:

Yakın Çağın en önemli katkısı halklara dayalı devlet sistematiğini kurması, örgütlü ve ihtisaslaşmış bir kurumsal duruş ile devlet kalıbını gerçekleştirmiştir. Dolayısıyla devlet her zaman rasyonaliteye doğru itilmiş olmakta ve böylece büyüyen ekonomi ve refah arayan bir üretkenlik doğmaktadır.

Eskiden kral veya padişah kendinde topladığı sahibiyeti ve karar formasyonunu hukuk sistematiği ile halka uygulattırarak halkın kendi kaderi bilinci oluşmaktadır. Bizim yaptığımız bütün çalışmalar bu devlet varlığının performans yönünü kuvvetlendirmektedir.

İnsanlar devleti hazır bulunca kendi tecrübeleri kapsamında devlete hizmet ettiklerini görebilmektedirler. Bu durumda devlet yönetim formasyonunu demokrasi ile bütünleştirebilmek için performans olgusunu öncelikle kullanmak durumundadır. Halk performansı anladığı kapsamda kendi uyumunu kontrol ederek gerçek bir parça haline gelecektir.


c. Devletin Örgütsel Yapılanması:

Devletin hizmet ve fayda üretebilmesi kendi organlarındaki stratejilerin rasyonel davranış yaratabilme olanaklarıyla mümkündür. Bu durumda devlet bir yönetsel çabayı geliştirebilir olmak zorundadır. Yönetselliğin hedefi rehabilitasyon ve refah yaratma gibi rasyonalite esaslı bir özellik taşımasıdır. Yani bugün devleti donatan sürüyle sepet yakın gelecekte kendilerinin ne kadar faydasız olduklarını anladıklarında çok üzüleceklerdir.

Performans olgusu devletin ana dayanağı durumundadır. Bunu geliştirmeyi amaçlamak zorunda olduğunda insanlar yanlarında taşıdıkları beynin ne işe yaradığını anlayabilecekler ve bunu işlemeyi öğreneceklerdir.

İnsanlara gerçekçi olmayan duruş yapıları kazandırmak yanlıştır ve bu oluşum o toplumları dejenere eder. Bu da geleceğin çökmesi anlamına gelir.

d. Başarının Hukuk ve Güç Boyutu:

Çaba ve gelecek akılla bütünleşince başarı doğar. Başarı kendini gösteren bir farkı belirginleştirir. İnsanların başarıları onların eligbl olmalarını sağlar. Demokrasi bu açıdan insanlara şans vermeli ve bu insanların parlaklıklarını göstermelerine olanak vermelidir.

Bakış açısı şu olmalıdır: bir şeyi iyi yapan diğer şeyi de iyi yapar. Zira insan dikkat – ilgi ve istekliliğin yansımasıdır. Bu nitelikler evrensel değerlerle bütünleşince hukuk, teşkilat kazanıp etki olunca da güç yaratmaktadırlar.

İnsanlara hak vermek insanlara şans vermekle eş anlamlıdır. İnsanları köle-esir-suçlu gibi damgalarla bugüne taşıyan sistematik artık kendini geliştirebilecek duruma gelmiş bulunmaktadır. O halde gelecek daha anlamlı olacaktır.

e. Zorluklar – Engeller ve Başarı:

Devlet işlevsel oluşumunu irade ve gücüyle halkı yönlendirerek sağlar. Bu ilk çağlarda da böyle olmuştur, şimdi de böyle olmaktadır. Fark sadece devletin ihtisaslaşması ile hareketliliği daha derinlemesine yapabilir duruma gelmiştir. Bunu başarının bir gerçeği olarak görmek gerekir. İnsanları kaynaştırmak, ortak eylem girişimleri yaratmak mutlaka yönetilmesi gereken bir husus olarak görülmelidir. Bir girişim tasarlanırken ortaya çıkacak güçlüklere karşı korunmadığı takdirde başarılı olamaz.

İnsanların çıkar ve tembellikleri onların bilinçlenmemiş fayda olgularından yoksun olduklarını gösterir. Hiçbir girişim başkalarının çıkarlarından etkilenmeden ortaya çıkamaz. Bu durumda toplum zorlukları aşmayı kültür haline getirebilecek tarzda kendini yenilemeyi önemsemelidir. Rasyonalite bu kapsamda insanlara yol gösterici unsur olmakta aynı yaklaşımı “fayda” perspektifinde de geliştirmek yararlı olacaktır.

f. Toplumsal Duyarlılık Disiplini:

İnsanlık “evrensel doğruluk” bileşkesini önemsemektedir. Bu durumda yönetim evrensel doğrular bileşkesinde kendisini tutarlı kılmayı önemsemelidir. Bunu başarabilmek ancak lider ve yetkililerin makamlarını hak etmesiyle mümkün olabilir. Bu ne demektir? Tecrübe hanesinde başarı olmayan kişilerin etkisi olamayacağı anlaşılmalıdır. İşte demokrasi öz olarak hak ediş perspektifinde halkla yönetimin birleşmesini sağlayan bir anlayışı yaratmak zorundadır.

İnsanlar “bana dokunmayan yılan bin yaşasın” gibi sorumsuz olmayı tercih ediyorlarsa bunun nedeni halkla – yönetim kurgusunda tarihsel bir birleşim olmamış demektir. Böyle olunca insanlara eşit olduklarını sandıkları bir tercih yapılanmasında gerçekçi bir duruş ortaya koyabilmelerini beklemek zor olur.

3. DEMOKRASİ BİRİKİMİ:

Yönetim örgütlenmesi Hazreti İdris ile başlar. Bu durumun ana teması halkın sınıflara ayrılması, askerlerin kurulan sistemi muhafazası şeklinde ortaya çıkmıştır. Tanrıyı temsil eden bir firavun yönetimin kurallarını belirlemektedir.

Yunan medeniyeti şehir devleti kişiselliği üzerine oluşmuştur. Bu dönem özellikle soyluların toplanarak birlikte karar aldıkları bir süreci başlatmıştır. Demokrasi terimi de bu dönemde ortaya çıkmıştır. İngiliz monarşisinin demokrasi ile yönetsel müştereklik denemeleri halkın yönetimde yer almasına olanak vermiştir. Bugün Batı medeniyetinin soylular yanında halkla bütünleşen bir sistematik kurduklarını görmekteyiz.

Türkiye Atatürk’le parlamenter bir yönetsellik tesis etmiştir. Sınıf olmadığı için Silahlı Kuvvetler iyi eğitilmiş komutanlarla mevcut sistemin koruyucusu durumuna getirilmiştir. Demokrasiyi insan yeteneği – liderlik vasıflarıyla müştereken çalıştırmak için siyasi parti işlevselliği güçlendirilerek düzenin muteber kılınmasına çalışılmaktadır.

a. İdealize Edilmiş Gelişme Perspektifi:

Mevcut düzenin üç kuvvet erki şeklinde anlaşılır kılınan yapısı subjektif ölçüye bile sahip olmadığından siyasi parti liderinin sempatisine dayanan bir sistem söz konusudur. Halk konjonktürel oluşları bilmediğinden özellikle Türkiye gibi ülkeler gizli şekilde ekonomik açıdan güdülmektedir. Böyle olunca dünya egemen güçleriyle uzlaşan bir yapı ortaya çıkmaktadır.

Çalışmalarımıza “yaşama erki” ilave etmemiz mevcut sistemin tezahürünü anlaşılır kılmayı başaracaktır. Böylece halk kendisine hizmet eden siyasi partinin daha objektif değerlerle anlaşılır olmasını öğrenebilecektir.

Erklerin kendi işlerinde bir mutabakat yapılanması gereği vardır. Bu yapılanmanın ideolojisi ADN olacağına göre uzlaşmayı rasyonalizasyon gerçekleştirecektir. Böylece bilim bir anlamda performans bakışıyla anlaşılır şekilde halkı aydınlatabilecektir.

Devletlerin kendi ayakları üzerinde durabilecekleri gelecek oluşumunda halklar daha etkili şekilde demokrasi ile tanışacaktır.

b. Halkın Yönetime Katılma Etkilerinin Realitesi:

Bugün için performans konusu konuşulmadığı gerçeğiyle yönetime talip olanlar kendilerini gösterememektedirler. Siyasi partilerin adaylarının daha belirgin idari duruşa sahip olmalarını sağlamak bence alınması gereken tedbirlerin başında olmalıdır. Hele fakir ülkelerin eğitimi yetersiz kişilerin rasyonel duruşları söz konusu bile olamaz.

Yönetim gerçekte bir performans olayıdır. Bunun detaylardaki insan etkisi görünür duruma geldikçe insanların kendilerine çeki düzen vermeleri çabuklaşacaktır. Türkiye’de yerel yönetimlerdeki rantlar cazip olduğu için insanlar bu oluşumdan pay çıkarmayı önemsemektedirler. Halbuki gerçekte halka yönelik hizmet perspektifi anlaşılır olsa halk daha anlamlı şekilde yönetimi seçebilir duruma gelebilir. Yani başarı bireyin stratejik perspektifi olmadığı sürece halkın tercihleri anlam ve bereket oluşturamayacaktır.

c. Geleceğin Yönetimi Bakımından Alternatifler:

Bir devletin 5 yıllık kalkınma planı hazırlanabiliyorsa gelecekle ilgili beklentileri var demektir. 2K 1R perspektifiyle ortaya konulan arayış şehirlerin de 5 yıllık gelişim programları olabilecek demektir. Bu oluşumları profesyonel kadroların yönlendirmesi kaçınılmazdır. Böyle bakınca insanların tercihlerinden çok gelişim trendlerini performansla bütünleştirmek önem kazanmaktadır.

Siyasi partilerin insan gücü etkileri, stratejik bereket oluşumlarının realitesi, en önemlisi ülkenin ekonomik duruşu oluşları gerçekçi anlama sokmaktadır. O halde yönetimin bir performans kimliği taşıyabilmesi için detaylarla beklentileri anlamlı kılacak etkinlikler üretmek gerekecektir. Amaç daha iyi hizmet ve daha iyi örgütlenme olmalı, bireysel etkiyi anlamlı kılacak çabalar üretilmelidir.

d. Sistem Bilinci Arayışı:

Ben çalışırken insanlar sistemin önemli olduğunu söylerlerdi. Ama sistemin performans duruşu olmadığı için insanların emekleri görülmediğinden yığınla kalpazan sinek avlayarak zamanı geçirirlerdi. Bu konu çok iyi anlaşılmalıdır. Sistem ile birey katkısı ne kadar detayda birbirlerini etkilerse o kadar yüksek performans ortaya çıkabilir.

Sistem gereklidir; zira sistem insanlara ihtisas gözlüğü takmayı öğretir. İnsan önemlidir çünkü aktiviteyi insan gerçekleştirmektedir. İşte bu ikisinin buluşmasını performans sağlayabilir. Bu nedenle biz yaşama erkini önemsedik. İnsanlar performansı da büyük olasılıkla abartacaklardır. Ama sonunda rasyonel ölçülerin doğacağını ve buna insanların yöneleceğini düşünebiliriz. Yönetim ve sistem bu bağlamda bütünleşebilir.

e. Liderlik Olgusu Etkisi:

Toplumu etkileyen ana faktör bireylerin geniş düşünme bereketleridir. Bu oluşumu Platon arsızların toplumu olumlu etkilediği şeklinde yorumlaması çok yanlış değildir. Tabii Platon bunu eğitim olanakları olmayan zaman için söylemiştir ve dünya bunu asırlarca acımasız şekilde benimsemiştir. Eğitim – strateji ve taktik gibi yetenekler insanlığın organize detaylı gelişim fonksiyonunu yaratmasını sağlamıştır. İnsanın eğitildikçe detaylarda boğulduğu, bu onun cesaretini ve gaddarlığını azalttığını göstermiştir.

O halde demokrasi stratejik araştırma merkezlerinin çalışmaları ve dünyadaki deneyimleri paylaşarak insanları etkiler yapıya sokulabilir. Her ne olursa olsun ben lider sempatisinin önemli olduğunu düşünüyorum. Kaldı ki bugün ADN çalışması çok kompleks bir toplumsal etkileşim olgusunu eğitebilecek olgunluk sağlamış bulunmaktadır. Bunun insanlık için bir avantaj olduğunu düşünürsek yetenekli liderleri artık toplum yetiştirebilir diye düşünebiliriz.

f. Geleceği Kim Yönetir?:

Bugüne kadar İngiliz soylularının sağladığı etkiyi zaman zaman takdir etsem de insanlığı bu kadar olumsuz etkiledikleri için kızıyorum da. Dünya dört temel millet grubu tarafından oluşturulacak ve 25 er seçkinden oluşan stratejik tercihler grubu tarafından etkileştirilmelidir. Bunun realitesini gerçekleştirebilmek için her millet grubu kendisine bir stratejik araştırma merkezi kurmalıdır. Bu merkezler seçkinler grubunu etkileyip yıllık toplantılarla dengeli bir gelecek stratejisinin oluşturulmasını sağlayacaktır.

Benim yaptığım çalışmalar tüm insanlığın malıdır. İnsanlık benden sonraki eğitim – sosyalizasyon – organizasyon yönelişlerinde adil – anlamlı ve bereketli tercihleri kendileri yapabilir. 2K-1R insanlığa merkezi olmayan değişim ve gelişim perspektifi kazandıracaktır. Böylece hayatla istediğiniz şekilde oynama imkanı kazanmış oluyorsunuz.

g. Halkın Gelecek Tercihleri Realitesi:

Demografi ve performans halkların kendilerini gelecek bazında etkileyici iki husus olarak görülmelidir. Bu durumda halk diğer kardeş veya farklı milletlerin halklarıyla kendi becerilerini realize etme tercihlerini kendileri yapacaklardır. Böyle olunca tekamüle dayalı örgütsel bereketi önemseyen bir evrensel dinamik ortaya çıkacaktır ki bu halkları tercih kriterlerinde etkileyecek faktör olacaktır.

Halk kendini hangi konu ve sahalarda üstün görmek istiyorsa partilerin önerilerini değerlendirerek tercih yaparlarsa demokrasinin bir anlamı olur. Lider etki sahasını belirler. Gruplar kendi realitelerini anlaşılır hale getirebilirler. Bu yaklaşımlar insanlığın kendi değerlerini görmeyi kolaylaştıracak ve hayatı renkli ve anlamlı kılacaktır. Özellikle gençler kendi potansiyellerini bu sahalara kanalize ederek geleceğin bereketini yaratabileceklerdir.

h. Temsili Demokrasi Kriteryaları:

Halkın kendi kendini idaresi, parti yaklaşımı içinde partinin lider ve yönlendirmesiyle halkla bütünleşir. Bu ne demektir? Üç siyasi parti kendi perspektifinden halkı etkileyecek böylece halk yöneten-yönetilen-doğa mantığını algılar duruma gelecektir. İhtiyaçlar bazında öncelikleri halk yararına görmek ve rasyonel tekamül davranışını yaratmak siyasi partilerin asli ilgi sahaları olmalıdır.

Parlamento birleştirici, uzlaştırıcı, geliştirici mahiyette siyasi yönelişlerin etkileşim arenası olmalıdır. Burada ADN duyarlılıkları rehberdir. Surelerin ayrı ayrı gerçeklerle ilişkisi tartışılarak dengelenen önemseme bilincini yaratacaktır. Hak ve adalet duyarlılıkları çatışmaların derinlik yaratmasını sağlayacaktır. Bu şekilde adaylığını önemseyen bireylerin çabaları açılımı ve duyarlılıkları halka yansıtacağından demokrasi etkileşimi doğacaktır.

Bugün arka planda kalan temsili realite parlamentoda halk anlamında etki kıvılcımı taşımadığından vekiller memurdan farksız durumdadır.

i. Tarihi Açıdan Demokrasi Denemeleri:

Aslında hangi güç unsuru olursa olsun yönetim tarzı halka uygunluk getirmiştir. Lider halkla halkın iknası paralelinde başarılı olabilir. Bugün özellikle medyanın yarattığı düşünsellik insanlara dimağ açıcı bir mahiyet oluşturmaktadır. İktidarların başarı veya başarısızlıkları somutlaştırılmadığından konjonktürel kıvılcımlar siyasi tarzların yönlendirilmesine imkan vermektedir.

Fakir ülkelerin halk öncelikleri önemsenen ihtiyaçlarla ortaya çıktığından bu ihtiyaçları konuşan ve ümit veren liderler ön planı yakalamaktadırlar. Halbuki ADN temel olarak insanların düşünsel bereketini fizyolojik duruş etkisinden değil sosyolojik gereklilik açılarından alacaktır. İnsanların tercih belirlilikleri onların duyarlılıkları ve sorumluluklarıyla bütünleştiğinde daha gurur verici bir yaşam etkileşimi yaratılmış olacaktır. Halklar hayatı hak ediş kriteryaları açıklığında gördüklerinde daha önemli bir oluşum arayacaklardır.

j. Demokrasi Çeşitliliği Tercihleri:

Devletin organize yapılanması insanların ihtisas eğilimleriyle dengelenen bir bütünlüğe ihtiyaç duyar. Sınıf etkinliği olmadığından insanların duruş yetenekleri varlığa ve refaha ilgi duymaktadır. Bu ilgiyi öncelikle bireysel duruşla ilişkilendirmek gerekir. Kanun – polis gücü – adalet uygulamanın uyumluluk yansımasını anlaşılır kılar. Kanun ADN yakınlığı ile ilişkili oldukça halk kendisini daha emniyette hissedecektir. Rasyonalite mantığını geliştirmek ve bunun ikna edici tarafını kuvvetlendirmek zaman bazında daha duyarlı yaklaşım disiplini yaratacaktır.

Yöneticilikle demokrasi ikna olma açısından önemlidir. Bunu insanlar görebilmeli ve ikna yöntemlerini anlaşılır hale getirmeyi ve bunlara önem vermeyi benimsemelidir. Hangi tipte etkileşim olursa olsun mutlaka beklenen faydalar veçhesiyle önem kazanacaktır.

k. Temsili Demokrasi Tek Seçenek mi?

Yönetimin ihtisas sahalarını harekete geçiren böylece ekonomi – sosyoloji oluşumunu sağlayan bir özellik taşıdığını düşünebiliriz. İki yüz yıl önce Yakın Çağ kuruluşu ihtisası soyluları kabullenen bir sistematize geliştirmeyi kolay yol olarak gördüler. Biz bunları bugünkü gelişmeler çerçevesinde yorumlayabiliriz. O halde son elli yılın verilerini gözlemleyelim. Birincisi medya insanlığa daha anlaşılır bir dünya sunabilmektedir. İkincisi bilgisayar ve telefon ile sağlanan iletişim oluşumu insanlara büyük olanaklar vermektedir. Üçüncüsü sivil toplum kuruluşları aktivite kazanmaktadır.

Yönetim her halükarda kendini tekamül ettiren bir doğa yaratmak zorundadır. Altın çağ bu oluşumu tüm insanlığa mal edecek alt yapıyı sunabilir duruma gelmiştir. Böyle olunca yönetsellik dinamikleri “insan” odaklı yaklaşım perspektifini anlaşılır kılabilecektir. İhtisaslaşan ve din-bilim oluşumlarını dengeleyen dünya yönetselliği daha anlamlı kılabilecek olanakları ortaya çıkarabilir duruma gelebilecektir.

l. Teknolojinin Gelişimi Yönetsel Kurguyu Nasıl Etkileyebilir?

Dünya kendi ihtisas dengelerinde yönetsel olguları kolaylaştıran imkanları geliştirmektedir. Bu durumda enformasyon olgusu karar dinamiklerine kolaylık sağlayacak şeklide gelişmektedir. Yönetsellik bir geleceği planlama, iki günü etkileme, üç uzun vade tekamülünü yaratma açılarından işlevsellik taşır. Bu oluşumları geleceğe aktarmak performans ile dengelenen bir bereketle anlaşılırlık kazanabilir. Böyle bakarsak bugüne ve geleceğe dikkatli bakabilen bir ortam yönetim oluşlarını daha kolay anlaşılırlık kazanır. Bu durumda zamanı birikim ve hedefler çerçevesinde kullanma disiplini oluşturmak mümkün hale gelecektir.

Teknoloji niyet ve beklentileri analiz etmeye olanak verdikçe demokrasi bunlardan etkilenerek gelişecektir. Önemli olan geleceği hayal etmek ile birlikte bunun realitesini görebilmektir. Bu şartlar sağlandıkça insanlar hayatın daha anlamlı oluşmasını sağlayacaktır.

4. YÖNETİM AÇISINDAN DEMOKRASİ:

Tarihsel perspektif insanlığın millet – devlet olgularını çağa uydurma çabaları ile oluşmaktadır. Bugün gelişmiş ülkeler arasında Batı dünyası Roma yönetsel disiplinin devamı olarak geliştirdiği sistematiği kullanmaktadır. Yani soylular sahiplik – sorumluluk yansımaları yanında halkın sosyolojik duruşunu kendilerine benzetme yönüyle oluşumlara yön vermişlerdir.

Türkiye yaratmaya çalıştığı burjuva sınıfı, partilerin örgütsel yöneliş etkileri, sistemlerin lider perspektifinde oluşumları, sistem olarak performanstan çok duruş aranan bir yapı ile bir yönetim belirginliği oluşturmaya çalışmıştır. Yakın çağ yönetim erkleri sistematiği işletilmeye gayret edilmekle beraber irade inisiyatifi tek parti oluşumlarıyla dengelenen bir başlangıca sahip olduğu için bugün politik anlamda bir çekişme varlığı oluşturulmaktadır.

Seçkinlik mutlaka belirgin olmalı, bireysel beceri olgunluğuna dikkat edilmelidir. Her insanın her işi yapar mantığı demokrasi için yanlış bir tercihtir.

a. İrade ve Realize:

Yakın çağ düşünselliğinin dayanağı tez-anti tez doğruluğu açılımıdır. Bu şu demektir? Herkes konuşmuş herkes haklı çıkmıştır. Halk herkesin haklılığında kendine göre doğruluğu seçecektir. Konjonktürel dengeler ve reaksiyoner olgular belki bu şekilde kolay realize oluyordur. Ama biz halkların tekamül dinamikleri yaratmasını istemekteyiz. Bu hedef alındığında irade halkın stratejik benimsemelerini etkileyecek tercihler ortaya çıkaracaktır. Yani halk kendini geliştirmeyi, böylece refahı hak etmeyi benimseyecek bir anlamda herkes kazanacaktır. Partiler hak bilinci esasına dayalı gerçeklikleri savunacağından halk batan geminin malını değil kendi tekamül perspektifini seçecektir. Böylece demokrasi – yönetim – yönetilen mantığı açıklık kazanacaktır.

İnsanların tekamül yönelişleri hızlandıkça sosyalizasyon – kalite ve performans gelişecektir. Bu da hak edilen bir yaşamın oluşmasını sağlayacaktır.

b. Hiyerarşi Kimliği Bilinci:

Kurumsallaşma, kurumların teşkilat seçiciliği, insanların makamlarına yakışmaları çok karmaşık gibi görünen ama çok önemli hususlar göstermektedir. Mesela Silahlı Kuvvetler rütbe – görev süresi eksenli bir hiyerarşiyi uygulayarak komuta ve tekamül olgularını anlamlı kılmayı denemektedir. Bu gizli manipüle edilse bile daha rasyonel kabul gören bir uygulama mantığı vermektedir.

Siyasi etkilerin çok kabul gördüğü diğer kurumlarda birbirine bağımlılık ve tanıdığı ekibe sahip çıkma anlayışı çok yaygındır. Dolayısıyla dikkat edilmesi gereken görevle insanın bütünleşme durumu olmalıdır. Beklenen performans diye bir sorumluluk bilinci yerleştirilirse bence kurumların hiyerarşi disiplini anlam kazanarak etkinliği arttırabilir.

c. Demokraside Kim Karar Verir?

Siyasi partilerin yaklaşımı, iktidar olgusu ve parlamento ortak anlayışın tartışma ve oluşma perspektifini verir. Stratejik yönelişler toplumların yararına olmak bakımından bazen açık olmazlar. Bu durumda stratejiyi gizleyen politik durumlar devreye girecektir.

Politik duruşların tez ve anti tez olguları halkı meşgul ederken gizli strateji yönetim unsurları tarafından realize edilir. Böyle bir yansıma halk hissetse bile önemsemediği bir oluşum halinde tezahür eder. Halkın temsilcilerinin halkın kötülüğü kapsamında bir yönelişi tercih etmeleri söz konusu olamaz. Sadece teşkilat oluşum tercihleri kritize edilerek gündem başkalaştırılır. Gelecekte hangi tercih olursa olsun önemli olan rasyonalizasyondur. Bunu iyi görmek birikim olgularını ve öncelikleri belirlemede yardımcı olacaktır.

d. Karar İsabeti Etkinliği:

Öncelikleri belirlemede devletin tercih ettiği gelişim faktörleri çok etkili olmalıdır. Geri kalmış bir ülke mutlaka çok geniş kapsamlı yatırımlara ihtiyaç duyar. Dünya bu oluşumunu gelişmiş ekonomilerin rasyonalitesi perspektifinde gerçekleştirmektedir. Gelişmiş ekonomilerin yatırım rasyonaliteleri ile dünya genelinin bir ekonomik bağı vardır. Bu daha çok konjonktür ile duyarlı gelişmektedir.

Ahir zaman işlevselliği eğitim – ihtisas öncelik perspektiflerinde toplumları örgütleme mantığı yaratarak örgütlenmeyi hızlandıracak böylece bireylerin yaşam dinamikleri fizyolojik manada anlam kazanan bir bütünlüğe kavuşacaktır. Bu kapsamda planlama olgusunu teşkil edilecek merkezlerle geliştirmek, böylece devlet duruşunu anlamlı yönlendirmek bence çok önemlidir.

e. Geniş Düşünme Perspektifi:

Dünyada bir çok ülke toplum ve millet duyarlılıkları gelişmemiş şekilde yaşadığından insanlara milli perspektif kazandırmak zaman alacaktır. Tarihsel perspektifi olmayan milletlerin gelecek bazında rasyonel demografik figürlerle motive edilmesi gerekir.

İnsanların liderlik vasfı tezahürü kolay bir oluşum değildir. Bu nedenle nesillerin bereket kazanmalarını sağlayacak özel uygulamaların şekillendirilmesi ve bunların duygusal etkileşim olgularıyla donatılması gerekir.

Geniş düşünebilmek eğitim – gereklilik ve hiç şüphesiz istekle olabilecek bir sonuçtur. Bunu yönetmek ve yönlendirmek özel tedbirlerle mümkün olabilir. Eğitimin ve ihtisasın geniş düşünmeye katkı sağladığı gerçeğiyle yola çıkmak ve potansiyel tohumlamalarla toplumları etkilemek en doğal yaklaşım olmalıdır.

f. Halkın Gerçeklerle İlişkisi:

Bugün liderler kapsamında gündem örgüsü içinde halkın meşguliyeti anlamlı gibi görülebilir. Zira teşkilatlanma belirginliğinde devlet bazı kesimlere daha öncelikli imkanlar sunabilmektedir. Biz bunun makul olduğunu daha adil oluşması halinde bereketin daha olgunluk kazanacağını düşünmekteyiz.

Kapitalist olgu burjuva denemesinde belli bir aşamayı yaratmış profesyonel yönetsellik daha öncelikli olgulara ulaşmıştır. Bu durumda profesyonelliği evrensel kılmak halkın gayret ve yönelişlerini rasyonelleştirecektir. Böyle olunca tekamül ve bireysel etki oluşumları diğerlerini etkileyecektir. İnsanlık tecrübelerini daha yoğun paylaştıkça gelecek nesillerin gelişimi daha güçlenecektir.

Unutmamak gerekir ki insanlık zoru başarmış var olan bir oluşumu meydana getirmiştir. Yenilenme ne kadar şeffaf olursa o kadar daha uygunluk taşıyacaktır.

g. Halk Doğruları Görebilir mi?

Fikir ve düşüncelerin lider merkezli beğeni ve etki kazandığını kabul edebiliriz. Nitekim son 200 yıl bunun örgütsel yönelişlerin disiplininde liderler bağlamında hayata aktarıldığını görmekteyiz.

Halkın zor olan tarafı sorumluluk bilinci farklı tezahür eder. Halk çıkar bağlamındaki olasılıkları daha cazip bulur. Bazen gayret olgusunda cömert davranmak gerekebilir. Nitekim devletlerin yatırım stratejilerini dar kesimlerle duyumlu olarak gerçekleştirmesi bunun halk tarafından algılanmasını riskli görmesinden kaynaklanır.

Lider halkı etkileyecek yaklaşımları kendi olsa nasıl yapardı dan çıkarırı genellikle. Stratejik duruşları halka benimsetmek genellikle zordur. Bu nedenle lider halk işlevselliğinde her zaman dikkatli davranmak belki de en uygun olanıdır.

h. Çalışmak – Refah – Hak dizaynı mümkün mü?

Yakın çağ çalışmayı hayat duruşu haline getirince stratejik tercihler bilinci insanlara teşebbüs dengelerini değil ihtisas dengesinde gayret bütünlüğünü öğretmiştir. Demek ki çalışmak, stratejik bir birikimle ihtisası tekamül ettirmek doğal oluş haline getirilmelidir.

Refah daha çok devletin itibar veçhesinde doğan bir sonuç olmaktadır. Bu sonucu anlamlı görmek insanların hak anlayışlarıyla uyumlu yapıldıkça gelişen bir performans döngüsü doğabilecektir. İşte bu bakış insanların hak ediş anlayışlarını daha anlamlı yapabilecektir.

Aslında olması gereken her şeyin özgür iradesine etki eden gayretlerle kendi hayatını kazanabilme fırsatı en doğru ve anlaşılır yaşam tarzı olmalıdır. Cennet bu şekilde her bireye kader çizgisi vermede şans perspektifini anlaşılır kılacaktır.

i. Hak Ediş Disiplini Başarılabilir mi?

Dünya iki açıdan geçmişten ders çıkaracaktır. Birincisi uyanıkların hak bilmez soysuzlukları, ikincisi soysuzluğun yarattığı sahiplenmeye olan ihtiyaç. Biz bu iki oluşum dinamiğinin yarattıklarını görebilmekteyiz. Ancak ahir zaman olgusunda profesyonel kurum ihtisas oluşumları önemsenmektedir. Böyle olunca rasyonel davranış dinamiklerini hak edişle bütünleştirmekten başka çare kalmamaktadır.

İnsanların hayatı başarabilecek fırsatlarla yaşamaları Yakın Çağ kurgusunda da önemsenmiştir. Ancak ahir zamanın Türk özellikleriyle bütünleşmesi gerek çalışkanlık potansiyeli gerekse var olan üstünlük imajı geleceğin resmine katkı sağlamaktadır. O halde en önemli husus hak ediş olgusuna, böylece bireysel duruş yeteneğine verilmesi gereken önemi kavramaktır. İnsanlık kendine tanınan olanaklarla daha duyarlı bir yöneliş kabiliyetine ancak böyle kavuşabilir. Bu da insanlığın sürekli yenilenen bir yapısının olmasını sağlayacaktır.

j. Hukuk İnsanı Nasıl Etkilemeli?

Hukuk bilimsel kısvesine kavuşturulduğunda yaşamsal duruş yeteneklerine saygınlık artacaktır. Dolayısıyla adalet insanlığın caydırıcı oluşumu yanında sosyolojiye yön veren bir nitelik kazanacaktır. İşte bu bileşkede hukuk insanların sosyal duruşlarında rehberlik eden bir katkıyı oluşturarak anlaşılır gayretli toplum dinamiklerini etkileyecektir.

Bizim istediğimiz insanın katkı sağlayıcı fayda yönünün sürekli gelişen şekle dönüşmesidir. Böylece insanlar mutluluk iyilik oluşumlarını daha titiz ve anlamlı bulacaklardır. Bu yöneliş tanrının kutsiyet kattığı bir doğanın oluşmasını sağlayacağından insanlık hem kendini hem de toplumu daha iyi tanıyabilecek ve oluşumlara değer vermeyi öğrenecektir.

k. İdealize Edilmiş Siyasetin Anlamı:

Bugüne kadar siyaset özellikle ekonomik oluşlara yön verirken menfaat kurgusunu realize etmiştir. Şimdi artık organizasyon olgularının performansları bazında ve toplumun ekonomik – sosyolojik ve kültürel açılımlarında etki sağlayacaktır. Böylesi bir yenilik sürekli anlaşılır kılınan bir hususiyet ortaya koyabilecektir.

Dünya konjonktürel oluşum istekleri dünya performans olgularıyla bütünleştirildiğinde çok daha anlamlı bir dünya siyasetinin oluşması mümkün duruma gelecektir. İnsanlar tehdit algıları yerine millet göstergeleriyle yarışacağından fayda ve tekamül yenilenerek kendisine katkı sağlayacaktır. Bu oluşumların zaman bazında mütekamil insan olgusunun yaygınlaşmasını sağlayacağını unutmamak gerekir.

l. İnsan Zorlanmadan Tekamül Edebilir mi?

Benim yaşadıklarım göz önüne alındığında tanrının bana yaşattıklarıyla etkilenen bir başlangıca sahip olduğumu öğrendiğimde bunu realize edebilmek için son derece dayanıklı ve gayretli olabilmektedir. Bu nedenle insan eğer kendi potansiyelini hissederse ve bunu gelecek bazında kendisine gösterilecek yolda kullanırsa bu zorlanma değil başarıyı kovalama olarak algılanmalıdır.

Ben inanıyorum ki insanlar çocukluğundan itibaren kendilerini tanıdıkça geleceği daha değerli kılacak gayreti ortaya koyacaklardır. Bunun ortam içinde bireysel duruş etkinliğinde anlaşılır kılınması rekabet ve sezgi bütünlüğü oluşturacaktır. Gençliğin bu günkü yöneliş eksikliği ihtiyaç duydukları anlaşılırlık özelliği ile yakından ilişkilidir. Geleceği anlamlı kılmak çok önemlidir.

m. Geleceğin Ortaklık Bilinci Nasıl Anlaşılırlık Taşıyabilir?

Tanrısal disiplinin kudreti çok özeldir. Birincisi insanlık özellikle belli bölgelerde birikim ve beklentiye sahip bulunmaktadır. İkincisi dünya sahiplik ve yönetsellik kurgusu insanlığa yönlendirici etkiyi yapabilecek olanaklara sahiptir. Üçüncüsü ortak bilinç realitesi herkese fayda sağlayacak oluşumlara sahip bulunmaktadır.

Bu görüş paralelinde cennet olgusunun bazı bölgelerde az birikim sağlamasına rağmen bunun anlaşılabilirliğini algılamaları mümkündür. Zira insanlık tarihi öyle ilginç birikimleri yaratmıştır ki herkes aslında her şeyden haberdar durumdadır. Sadece insanlara sunulan fırsatlar eşit ve dengeli değildir. Böyle bakınca topyekun hareket disiplini insanlığa çabuk adapte olunabilecek bir nitelik taşımaktadır.

5. DEMOKRASİNİN PARAMETRELERİ:

Demokrasi; insanların örgütsel yönetim öğelerine katkılarını amaçlayan yönüyle insanı mutlu ve etkili yapmaya olanak verir. Bu yönü “bireysel etki” parametresini anlaşılır kılar.

İkinci parametre; “tercih edilen alternatifin” uygunluğunu benimsetici etkiye sahip olmalıdır. Böylece kişi istediği olmasa da bunun beğenilen bir tarz olduğu konusunda bir kanaate sahip olmalıdır. Buna “uygunluk” parametresi denir.

Üçüncü parametre alternatif tercihleri öğrenme olgusu yaratmasıdır. Böylece insanlar başka seçeneklerinde muhtemel doğruluklarını fark edebilmelidirler. Böyle olunca “farklılık” parametresi açıklık kazanmaktadır.

Dördüncü parametre verilen kararların kabul edilebilirlik derecesi hakkında kanaat oluşturmaya imkan yarmasıdır. Buda “kabul edilebilirlik” parametresini yansıtır.

Bu örnekler çoğaltılabilirse de özü bu dört hususta yer almaktadır. İncelendiği zaman bu görülecektir.

a. Eğitsel Realite ve Duyarlılıklar:

İnsanlar eğitim sistemi içinde önce öğrenirler sonra sisteme katkıda bulunabilir duruma gelirler. Bunu yönlendirmek ve bundan dünya sistematiğine katkı sağlamak gelişmeyi meydana getirir. Bu oluşum içinde insanlığın kabul ettiği olguları yargılamak fırsatı doğmaktadır. İşte Orta çağın insanlara vermediği fırsat budur. Bunu fark eden insanlık yeniden doğuş realitesine öncelik vererek hayatı zorlamayı öğrenmişlerdir.

ADN ile ortaya konulan topyekun bilim ve insan ilişkisinin mantığını anlaşılır kılmaktır. Bu insanların sağ duyularını mesnet ettirecekleri değerlerle bilimin realitesini anlamalarına imkan verecektir. İnsanlar duyarlılıklarını anlaşılabilir yaptıkça her zaman tekamüle ve rasyonaliteye önem verecekler, demokrasi bu oluşum duyarlılıklarını insanlık için tutarlı anlaşılırlığa sürükleyecektir.

b. Siyasal Partileme Realitesi:

Yakın çağ içinde sağ – sol oluşum mekanikleri kısıtlı etkileri realize etmeyi siyaseti kişisel tasarruf olarak görmeyi anlaşılır kılmıştır. ADN üç grup olarak hayata bakış perspektifi sunmuştur. Yönetenler-yönetilenler ve doğa. Bu üç yaklaşımda insanların ortak olgularını derinlemesine detayda anlaşılır kılabilecek realitelerdir.

İnsanlar kendi hissettikleriyle hayatı görmeyi başardıklarında bu üç oluşumdan farklı bir bakış açısı bulamayacaklardır. İtibarın performansla dengelenmesi insanlığın hak ediş perspektifi ile dengeli bir yaşam olgusu yaratması varlığın anlamını ortaya koymaya imkan verecektir. Halk kendini tanıdıkça zamanın birikim olgularını daha anlamlı bulacaktır. Bu değişim ile farklılığın anlaşılırlığını yaratacaktır.

c. Rasyonel Duruş Kimliği:

İnsanların “aklın yolu birdir” sözü ancak rasyonalite ile mümkün olabilir. Optimize edilen şartlar insanlar için en iyi kabul olgusunu gösterir. Bu nedenle rasyonalizasyon çalışmasına öncelikli olarak yer verilmiştir. Demokrasi ona gönül veren insanların rasyonel çözümlerini benimseme yeteneği olduğu sürece insanlığı tekamül ettirir. Aklı eren insanlar tarihi incelediklerinde hangi medeniyetlerin neden çöktüğünü nasıl kendisini yenilediğini görebileceklerdir. Rasyonalite insanlığa sürekli Altın çağ gerçeklerini görebilme imkanı verebilecektir.

Demokrasinin özü rasyonel duyarlılık etkileşimine dayanır. İnsanlar en çok böyle ikna olabilirler ve geleceği önemserler. Gayreti vazgeçilmez görmek, hak edişi ulaşılabilir yapmak insanlığın öncelikli olguları olmalıdır. Önemsiz görmek küçümsemek v vazgeçmek insanlığın soysuzlaşmasının ana etkenleridir. İnsan varlığını ve farklılığını aradıkça tekamül mukadder olacaktır.

d. Uygunluk ve Evrensel Doğrular Bilinci:

Demokrasi insanların saygınlık ölçülerini geliştiren bir maya olarak algılanmalıdır. Bunu tesis edebilmek uygunluk perspektifine öncelik vermekle mümkündür. Bireysel evrensel doğruları öğrendikçe benimseyecekler ve geleceğe daha güven ve anlam yükleyeceklerdir.

Var olan dinamikleri yüceltmek, daha tekamül edici olgulara öncelik vermek insanları birbirine güvenmeyi, birbirlerini önemsemeyi faydalı görmeye başladıkça kendi katkılarını hissetmeyi önemseyecekler böylece bireysel duruş etkisinin anlamı ortaya çıkacaktır.

İnsanlar muhafazakar olduğu kadar akıllı ve bereketli yenilikleri de benimsemeyi bilmelidir. Bu yönüyle demokrasi sistemi koruyucu ve yenileyici karakter taşımalıdır. Böyle olursa hem toplum hem de bireyler tekamül için duyarlı hale geleceklerdir.

e. Hak Realitesi ve Adalet Duyarlılıkları:

ADN öğretmektedir ki kader ve gelecek insan iradesinin bereketidir. Bu açılım içinde insan kendini daha kolay tanıyabilecek ve kendine saygı göstermeyi önemseyecektir. Bu tanrısal kurgunun hak duyarlılıkları ile kendi dimağının yaşamsal örgüsünü bütünleştirmek adil olma bilincini ortaya koyacaktır.

Adalet hak ve sorumluluklarla bütünleşen bir karakter kazandığında insanlar zorlanmadan kendileri olabilmeyi öğreneceklerdir. İnsanın mütekamil bir olgu arayışı içinde olması ve buna yönelik fırsatlarla kendisini yetiştirmesi hem hayatı renklendirecek hem de toplumun tutarlılıklarını geliştirecektir. Örgütsel dinamiklerin topluma katkıları bazında ortaya koyduğu anlamlar insanlık için önemlidir. İnsan kendi tecrübelerini kendi duyarlılıklarıyla bütünleştirdikçe hayat gelişmeyi ve yenilenmeyi başaracaktır.

f. Eğitimin Başarısı Gerçeği:

İnsanların bildiğini öğrendiği gibi bir realite ancak mağara devri dönemleri için geçerli olabilir. Öğrenim ve bilim artık daha kapsamlı manada anlaşılırlık kazanmış bulunmaktadır. Ezberlemek yerine yorumlama, problem manasızlıkları yerine anlaşılır ve anlamlı çözümlemeler insanlığa daha geniş perspektifte düşünsellik katabilecektir. Böylece insanlar mutlu olmanın da anlamını daha geniş olarak öğrenmiş olmaktadırlar.

Örnekleme yönelişi olarak bireylerin özellikle başarılı öğrencilerin duygularını diğerleriyle paylaşması, kendi başarısının etkili olan nedenini gösterdikçe hem kaynaşma çoğalacak hem de insanlar çalışarak zekalarını geliştirebileceklerini öğreneceklerdir.

Hayatı somuttan soyuta dengeli olarak hayal gücüyle destekleyebilmek tüm zamanların en etkili açılımını yapabilecektir. Bugün artık her şey insanlık için çok farklı bir mana ifade etmektedir.

g. Ekonominin Performans Kimliği:

Devlet kendi işlevsel yönetimini üretim ve verimlilik bazında oluşumların performansı kimliğinde görmeye başladığında gerek teknoloji gerek işletme şartları süratle kendini geliştirmeye yönelecektir. Böyle bir oluşum halkın verimliliği anlaması yanında gayreti ile oluşacak refahın realitesini görebilmek olanağı ortaya çıkacaktır.

Sektörel yapılanma ve gayretlerin hedeflere teksifi şehir –işletme yada kurumların tekamülüne hız katacaktır. Bu yöneliş insanlığın rasyonel olgularını hizaya getirecek ve duyarlılıkları doğru yöne kanalize edecektir. İnsanların bireysel duruş anlayışlarının ihtisasa katkısı tekamülü hızlandırarak reel ortamı daha pozitif oluşumlara sevk edecektir.

h. Sömürü Düşünselliği Realitesi:

Bugüne belli zümre veya teşkillerin diğerlerini sömürdüğü, böylece rasyonel olmayan subjektif bir iktisadi yapıdan faydanıldığını biliyoruz. ADN insanlara yaşam olgularında rahatlamayı, yönelişlerinde denge kurmayı, tanrısal oluşumun gerçekleriyle yaşama değer katma bilincini ve hak ediş realitesinin önemini öğretmektedir.

Hiç kimse kimsenin kölesi veya hizmetçisi değildir. Bu insan ne kadar önemli olursa olsun kendisini kendi hayatı ile bütünleşen bir gerçeklikle yaşatmak zorundadır. Bu itibarla insanlar ve dolayısıyla toplumlar kendilerini tekrar tanımlayacaklar ve gerçekleri anlayacaklardır. İnsanlığın büyüklüğü diğer insanlarında büyüklüğünü kabul etmekle ortaya çıkabilir.

i. Gelecek Perspektifinde Önem Taşıyan Hususlar:

İnsanların sosyalizasyon yönelişleri insanların öncelikle kendilerini daha yakından tanımalarını sağlayacaktır. Ayrıca diğer insanlar hakkındaki peşin yargılarından kurtularak onlarında kendileriyle boğuşan gerçek birer aktör olduklarını anlayacaklardır. İşte bu oluşumların gerçek yansıması demokrasiyi daha derinlemesine görebilme şansı verecektir.

İnsanın içindeki aslanın rasyonalite ile ehlileşeceğini, bunun diğerleri gibi kendisinde de aynı yönelişleri tetiklediğini unutmamak gerekir. İnsanın tarihte becerdiklerinin gerçekte aslandan da fazla etki gösterdiğini anlayabilmek gerekir. Tek farkla ki insanlar organize olmayı savaştaki başarı için gerçekleştirmişler böylece organize olan toplumun gerçekçi manada dünyayı etkilediğini öğrenmişlerdir.

Demokrasi insanların tekamül yeteneklerini hızlandırıcı mahiyet taşımadıkça gerçekçi anlaşılmış sayılamaz.

j. Sektörel Duyarlılıklar Arayışı:

Kurumsal hareket disiplini ihtisasın ve bireysel gayretin odaklanmasını sağlamaktadır. Bu gerçeklik içinde devlet yapılanmasında insanların yeteneklerini daha duyarlı yaklaşımlarla ihtisasa ve beceriye yöneltmek gerekecektir.

Hangi insanın sektörün ne kadar yararına gelişim sağlayabileceğini bilebilmek çok zordur. Bu nedenle sektörleri stratejik duyarlılık kapsamında yönlendirmek gerekir. Batının firma bazlı yaklaşımı tekamül olguları bazında bir başlangıç sağlamıştır. Ancak bunu daha derinlemesine geliştirecek olan anlayış mutlaka stratejik merkezlerle realize edilebilir. Bunu görebilmek bile başlangıç için önemli olarak anlaşılmalıdır.

İnsanlar uzun zamanı tekamül perspektifinde anladıkça geleceğin ne kadar önemsenmesi gerektiğini de göreceklerdir.

k. İnsan – Üretim – Görev – Yaşam:

İnsan kendi bireysel duruşuyla toplumun üretim mantalitesindeki örgütsel tasarımını anlayarak yönelir. Görev insanın katkısındaki netliği ve dikkatini toplayacağı hususları belirler. İnsan bu denge içinde yaşamını idame ederken sağladığı fayda ve birikimin yorumunu yaparak tekamüle olanak verir.

Bu anlayış bütünlüğü içinde demokrasi insana doğru katkıları topluma yansıtma fırsatı verdiği ölçüde başarılı olacaktır. O halde demokrasi hayatı anlamamış ve zamanı oyun olarak görenlerin değil hayata fayda katanların emeklerine hürmet gösterebilmelidir. Demokrasi doğru ve rasyonel fikirlerin kazanmasına olanak vermiyorsa topluma zarar verir. İşte bu anlamda geleceği tekamül olarak görmek en doğrusu olmalıdır.

l. Yönetsel Duyarlılıklar Realitesi:

İnsanlar liderlerin söylediklerinden çok etkilenirler. Bu nedenle gündemi etkileyen konular genellikle profesyonelce seçilir ve önemsenmesi istenir. Bu oluşumlar çalışan sistematiklerden çok halkın belirli anlayış kriterlerine etki eder.

Toplumlar büyük kararları genellikle dirayetli ve etkili liderlerle kabullenirler. Zira büyük kararlar büyük gayret ister. Organize olarak gayreti ortaya koymak toplumu belli bir zaman içinde farklı ivmelerle etkiler. Bunların yarattığı şokları toplumun üzerinden atması çok uzun süreler alır. Ancak doğasına uygun maya ile realize edilen tekamül etkinlikleri toplumları iyiye ve uyguna götürecektir.

Bu görüşlerle liderlik perspektifini anlamlı kılmanın önemi her zaman anlamlı ve tercihe şayan olacaktır.

6. KARAR VERME GERÇEĞİ:

İnsanın en büyük özelliği toplumsal değerleri var edip geliştirebilmesidir. İlk çağ ortamında yaşam savaşı veren insanlığın yönetsel olgularını tatmin etmek kolaydı. Kişisellik taşımayan ve hayatı tanrısal örgü yad korku ile yönlendirmek mümkün olmuştur. Demokrasi açılım yapılanmasında ikna etmeyi ve ikna olmayı önemsemektedir. Bu durumda alınan kararların anlaşılır, anlamlı ve faydalı olması gerekir. Bu bağlamda katılan disiplini veren yaklaşım örgütsel dinamiklerden destek alacaktır.

Karar vermek bir takım avantajları benimsemekle gerçeklik kazanır. Ancak her karar bazı yönleriyle dezavantaj da taşır. İnsanlığın karar olguları doktriner olduğu kadar mantıklıda olmalıdır. Hayır ve şerri insanlık uzun tecrübelerinde yeteri kadar algılamış bulunmaktadır. Nitekim ADN hiçte bazılarının sandığı gibi ahlaksızlık açılımı yaratmamaktadır. Hatta daha kuvvetli olarak disiplinle özgürlüğü bütünleştirmeye çalışmaktadır.

a. Kim – Neden – Niçin:

Demokrasi kurumları kendi ihtisaslarında ortak disipline davet eder. Bu ne demektir? İnsanlar bireysel duruşlarının cazibesiyle hak ediş realitesine yöneleceklerdir. Çalışkan insanlar ve derinlik katan çabalar her çağda olduğu gibi Altın çağda da önem taşıyacaktır. Bu insanlığın farklılık disiplininin yaşama yansımasından başka bir şey değildir.

Hiyerarşik olguları değişmezlikle boyamak yerine insanlara önem ve öncelik veren gerçeklikleri oluşturmak çok daha faydalı görülmelidir. İnsan kendini arayacaksa mutlaka teşebbüs olabilmeli ve yönelişe sabır ve alaka yöneltebilmelidir. İnsan kim ve kimler olarak kendini yargılarken çabası ve hayal gücü eksenlerinde derinlik bulabilmelidir.

Unutmamak gerekir ki herkes bir anlamda tanrısal bereketin özelliklerini taşır ve bunu anlamlı kılmak için mücadele eder.

b. Ne – Nerede – Ne zaman:

İnsan eğer kendisine bir yöneliş disiplini kazandırmışsa onun neyi yapabileceğini kestirmek zordur. En önemlisi kalite anlayışı ve bunun vazgeçilmez değerlerini önemsemektir. Böylece insan ne istediğini, bunu nasıl elde edebileceğini, ne zaman becerisini dengeleyebileceğini hissedebilir. Sanat ve beceri olguları insan yaşantısını renklendirdikçe insana duygusal bir derinlik yapılanması kazandırır. Bu nedenle duygu yönetimi olgularını şiir ve tiyatroyla desteklemek ve geliştirmek gerekir.

İnsanlığın en önemli yenilenme yönelişi istekler ve detaylar bazındaki gerçekçiliğidir. Bu oluşumları dikkatle bütünleştirmek, zamana katlanmayı bilmek bize tarihin öğrettiği hususlardır. Şimdi önemli olduğu kadar gelecek vizyonu da önemlidir. Şimdiyi geleceğe doğru götürmek insanın kendine has becerisini ortaya koyar.

c. Devletin Tez – Anti Tez Yaklaşımı Duyarlılıkları:

Artık biliyoruz ki insanlık insan için değer üreten bir işlevselliği ortaya koymaktadır. Bu oluşum halkı önemsemeyi tüm insanların mutluluğunu hedef almaktadır. Avrupa’da doğan sahipliğin soyluların kendilerine uygun yönlendirmesiyle oluşan sistematiğin manasızlığı anlaşılmış olmalıdır. Rasyonalizasyon insanlık ortak mantığının yöneliş disiplinini sağlayacaktır.

Sosyalizasyon şartlarını önemsizleştiren anlayış hiç şüphesiz halkın güç formasyonunu olumsuz etkilemiştir. Ancak yalnızlığın yarattığı arayış derinlikleri de zaman boyutunda fayda sağlamıştır. Bu durumda tez veya anti tez duruşları hayır ve şer olarak değil fayda eksenli analiz edilebilmelidir. Demokraside halkın meşgul edilmesi değil özendirici etkilerin kullanılması önem taşıdıkça halk gerçeklerden uzaklaşır.

O zaman fayda ve daha fazla değer yaklaşımı incelenen konuları daha dikkatli görebilme sonucunu yaratacaktır.

d. ADN Perspektifi Realitesi:

ADN her insanın hayata katkısı olduğunu kabul eder ve bireye kendisini tekamül ettirecek davranışı öğretir. Bu kendisini ve hayatı daha anlamlı kılmasına olanak verir. ADN bir sonuç değil bir başlangıçtır. Demokrasi halkın duyarlılıklarıyla etkinliğini yaratma becerisi olarak düşünüldüğünde doğru yönelişlerin yönetilmesi gerektiği ortaya çıkacaktır.

İnsan önce demokrat olmayı yani kendi için istediklerini başkaları içinde önemsemeyi öğrenmelidir. Bunun dinler içinde önem taşıdığını bilebilmeliyiz. Bu tanrının iyilik eksenli açılımının realitesi olmaktadır.

Yaşantıyı hak ediş olarak görebilmek, kendini güvenli bulmak ve iradesine önem vermekle ahenk taşıyacaktır. İnsan kendine değer gördüklerini başkaları içinde önemli görmekle insanlığa önemli ölçüde yaklaşacaktır.

e. Lider ve Etkisi:

Kuranı Kerim siyasal örgütlenmeyi üç eksen üzerinde emretmiştir. O halde liderler bu üç oluşuma ahenk katacak şekilde kurumlarını etkileyebilmeli, devletin davransal performansını bu kalıplarla anlamlı kılmalıdır.

Unutmamak gerekir ki liderlik sadece kendi üzerinde bütün ihtisasları toplamak değildir. Lider kadroları etkilemesi devlete varoluş ve performans etkisi sunmayı önemseyecek tarzda davranabilmelidir. Artık din – sosyalizm veya anarşizm değil rasyonel demokrasi zihniyeti kurulacak ve buna katkı sağlamak önemsenecektir.

Liderlerin ahlak değerleri kendilerini anlaşılır kılmayı ortaya koyar. Lider diplomatik öncelikleriyle saygınlığı değerli kılabilmeyi önemsemelidir. Davranış ve konuşma disiplin – heyecan ve içerik taşıdıkça liderde duruşundan zevk alacaktır.

f. Güven ve Paylaşımı:

Birkaç asır önceki dünyanın durumu düşünüldüğünde insanların gelecekleri bazında ne kadar şaşkın bir duruşu yaşadıklarını görebilmekteyiz. Bugün hiç değilse dünyanın büyük bir bölümü gelecek endişeleri taşısa da toplumun kendine yaşam çaresi sunacağını ummaktadırlar. Bu önemli bir gerçekliktir.

İnsanlar duruş öykülerine beceri ve ihtisas kattıkça değer kazanmakta ve bu değer yaşama yansıdıkça anlaşılır değerler husule gelebilmektedir. Hak ediş perspektifi görev duyarlılığında mutluluk anlayışını ortaya koymuş ve insanlar çalışmayı ekonomik gelecek muvacehesinde başarmışlardır. İhtisas ve eğitim formasyonları geliştikçe insanlar zenginleşen toplumun fırsatlarıyla dengelenen bir yapılanmayı başaracaklardır. Bunların temelini öncelikle kendine sonra çevreye olan güven duygusu ile realize etmek mümkün olacaktır.

g. Yönetilen Kimliği Kabulü:

Kainatın bir tek hükümdarı Yüce Allahtır. İnsanların hepsi yönetilen oluşumunda yer alan durumundadırlar. Nitekim Yüce Allah bize bizden istediklerine hükmetmiştir. Başta ben olmak üzere görevimizi yerine getirmeye çalışan insanlar Yüce Allahın takdirine şayan olmayı aramaktayız.

Yönetilen kendisinden istenenleri bilendir. Bu da mutluluk ve iyilik kapsamında anlaşılırlık kazanmaktadır. Görevi mutluluk olarak görmek yeterli değildir. Görevi ve hayatı başarıya yöneltmek mutluluğa zemin hazırlar. Asıl mutluluk tasarımı eşlerin başarılarıdır. Bu da aşk ve duygu bütünlüğü olmaktadır. İşte insanın yönetilen anlayışı içindeki duruşu budur.

Namazın bir görev telaki edilmesi nasıl sorumluluk aşılıyorsa mutluluğu hedeflemek ve bunu başarmak için azmetmekte önemsenmesi gereken bir oluştur.

h. Yöneten Duruşu Anlayışı:

İnsanların sorumluluk kapasiteleri onların sosyal duruş oluşumlarını belirler. Yöneten bir anlamda geniş düşünebilen kişidir. İnsanın tanrısal duruş yanı, yani içindeki aslan insanlara hükmetme, insanları yönlendirme kurgusunda önemli rol oynar.

İşte bu bakımlar çerçevesinde yöneten ve yönetilen duyarlılıkları insanda var olan ana liderlik oluşum mekanikleridir. İslamiyet’in insanları soysuzlaştırmadığı onu azametindeki kurgusuyla bütünleştirmeyi amaçladığını hiçbir zaman unutmamalıyız.

ADN duyarlılıkları görevi de sorumluluğu da özgürlüğü de anlaşılır kılmıştır. İnsanlık bu açıklamalarla kendi duruş kabiliyetini yansıtabilecek verilere ulaştırabilecektir. Strateji-rasyonalizasyon gibi derinlikler insanlara yöneten kimliği aşılayabilecek çalışmalardır. İnsan isterse her şeye ulaşabilecek özelliklere sahiptir.

i. Bireysel Duruş Kimliği:

İnsanın insanlar üzerinde kendini farklı bulduğu ve kıldığı hususları iyi görmesi gerekir. Aile içinde ebeveynler kendi duruşlarına uygun ahenk katarlar. Kadın eğer kocasının kendi cazibesinde esir olduğunu düşünüyorsa bu etkiyi kullanmayı amaçlayacaktır. Erkek eğer meslek veya sosyal duruş etkisinde ekonomik etkiyi önemsemişse kadınını bu yolda etkilemeyi düşünecektir. Aslında aile kadın ile erkeğin birbirlerini tamamladığı bir ekonomi ile anlam kazanmaktadır. Kadın kendi kariyeri veya alışkanlıklarıyla etki kurabiliyorsa kolay ve dengeli bir davranış yarabilecektir.

Bütün bunlar yanında kabiliyetleri oluşturan ve insanlara yetenek katan bir toplum içinde yaşayabiliyorsak bireysel duruş daha anlamlı yapılar ortaya koyabilecektir. Mantık ve duygu bireysel davranışın bileşkesini ortaya koyacak şekilde dengelenmelidir.

j. Kurumsal Etkileşim ve İhtisas:

Toplumu modern kriterlere sokan insanlar değil insanların kurumsal berekette ürettikleri ihtisastır. Nitekim Yakın çağ gelişim perspektifinde bu yapılanmayı oluşturmayı başarmıştır. Az gelişmiş ülkelerde de zaman içinde bu oluşumları yerleştirmek mümkün olacaktır.

Kurumların performansı dengeleri kadar topluma katkıda oluşturdukları derinlik anlam taşır. Bu bakımdan kurumlar kendilerini profesyonelleştirdikçe yönetselliğe de katkı sunacaklardır. İnsanların çabaları ile ihtisasın gerekleri aynı istikameti bulduğunda toplumlar örgütlenme becerilerine kavuşmaktadırlar.

Kurumlar halkın gururu ve becerisidir. Bu seçkinliği önemsemeyen halk gelişmeyi ve tekamülü gerektiği şekilde realize edemez.

k. Yönetimde Kararlılık ve duyarlılıklar:

Devletin rasyonel sistematik bilincini başta anayasa olmak üzere kanunlar belirler. Sınıf egemenliği haklı görülebilecek nedenlerini aştığından insanların halka verebileceği değerler kapsamında doğruları görebilmesi ve bu oluşumları anlaşılır kılması gerekir.

Siyaset değişime cesaret katan kendine özgü üretkenlikleri olması gereken bir yaklaşımdır. Dolayısıyla üç yöneliş perspektifinde halkın duyarlı kılınması bence insanlığa verilebilecek en değerli oluşum olmalıdır. Siyaset yönetsel bilinci ve demokrasi içinde hareket eksenlerini ortaya koyan bir yöneliş fonksiyonu olmaktadır. İnsanlar kendi değerleriyle toplumun ihtiyaçları çerçevesinde değerler üretebildikçe bu tekamüle katkı sağlayacaktır.

l. Lider Tercihi Bilinci:

İnsanların çoğulcu sistematik içinde toplumları duyarlı kılmaları önemli bir benimsemedir. Bu doğrunun tek olmadığını ve birden fazla doğru içinden seçilecek alternatifin önemli olduğunu açıklamaktadır. Üç siyasi yöneliş içinde lider etkisi yaratmadan insanların doğruyu algılamaları çok zordur. Yaşamın vecibeleriyle boğuşan insanın bir yönetim çekişmesini tüm duyarlılıklarla işleyebilmesi mümkün değildir.

Özellikle televizyon liderleri halkın tanıması veçhesiyle önemli kabiliyet sunmuştur. Halk duyarlılıklarını liderlerin açıklama ve yönelişlerinde algılamaları bir anlamda kendiyle bütünleşen bir hassasiyeti anlaşılır kılmaktadır. Yöneten – yönetilen – doğa ayırımı birbirini tamamlayan ortak bilinç tutarlılıklarını anlamamızı sağlayan ayrışım olmaktadır. Liderler bunlara uyum ve ahenk olgularında kendilerine çeki düzen verebilirler.

m. Seçim Realitesi Bilinci:

Demokrasinin halk içinde en doğal kabullenmeyi yaratan yönü seçim realitesidir. Sanki her şey açıkmış gibi yapılan seçimin gerçekte sanal bir tercih olduğunu bugün bu anlayışla güç telaki edenlerin kendilerini önemsediklerini söyleyebiliriz.

Aslında ihtisas denkleminde bilgisayar ortamında cemiyetlerin halka önemli mesajlar türetebilmeleri mümkündür. Gerçek manada halk kimsenin malı değildir. Yöneliş yapılanmasında duyarlılık göstermek önemsenebilir ama devlet kurumsal davranış teşkilinde kendi oluşumuna yön verebilse liderlerin fonksiyonları da etkisizleşecektir.

Ben ihtisas kurumlarının kendi stratejik değerlendirmelerini halkla bütünleştirmesinden yanayım. Böylece bireylerde kendi yöneliş karakterlerini buna göre yapılandırabilirler.

n. Tercih Kimliği ve Demokrasi:

Devlet çalışmasını yaparken stratejik kurumsal oluşumu ile siyasi partinin performans ve hedefler cihetiyle liderle desteklenen bir gelecek yapılanmasını tercih etmesini önemsemiştim. Siyasi partiler ülkelerin gelecek bazındaki riskleri değil de ortak mutlulukları ortaya koyabilecek düşünselliğe ulaştıklarında insanlar bu çabaları haklı bulacaklardır.

Demokrasi çok geniş bir yelpazede performansla bütünleşen bir gelecek yönetiminin anlayış olarak herkese açık olduğunu gösteren çok manalı bir duruş taşır. Bu duruşu kutsal kabul etmek insanları sorumluluk bazında dengeleyecektir. İnsanlık kendi kendini sahibi olmadan ama sahiplik olgularını bilerek yaşamasını öğrendiğinde eminim ki gerçek demokrasiyi kurmuş olacaklardır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder